CHP üzerinden Atatürk’e vurmak!
Terörsüz Türkiye sürecinin göründüğü kadar kolay olmayacağını tahmin ediyorduk.
Ancak bu kadar karmaşık, bu kadar hassas dengelere dayanan, bu kadar çok detayın konuşulacağı bir süreç olacağını unutmuştuk.
Son bir haftada yaşananlara bakarsanız ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız.
- Bir tarafta terör örgütü lideri Abdullah Öcalan var.
1999’dan bu yana İmralı’da bir cezaevinde tutuluyor.
Dışarıyla bağı devletin izin verdiği kadar.
Dışarıyla iletişimi devletin izin verdiği kadar.
Dışarıyla ilgili bilgisi, devletin izlemesine izin verdiği televizyon kanallarının, devletin okumasına izin verdiği yayınların aktardığı kadar.
***
Öcalan, PKK’yı ve Suriye’deki YPG’yi yönlendirebileceğine, onlara her istediğini yaptırabileceğine inanıyor.
Ankara’da da buna inananlar var.
Sürecin başlangıç vuruşunu yapan ve kararlılıkla tavrını sürdüren MHP lideri Devlet Bahçeli de Türkgün Gazetesi’ne verdiği söyleşide şu ifadeleri kullanarak Öcalan’ın bunu yapabilecek kapasitede olduğuna inandığını göstermiştir:
“PKK’nın kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur. İmralı’nın çağrısı PKK’nın yanı sıra bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. SDG/YPG Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata mutlaka riayet edilmelidir.”
Peki gerçekten öyle mi?
Gerçekten “içerideki” Öcalan, “dışarıdaki” DEM’e, PKK’ya, YPG’ye her istediğini yaptırabilecek bir konumda mı?
Kuzey Irak’taki KDP’yle (Barzani’nin partisi) ile Suriye’deki PYD’nin (Salih Müslim’in partisi) iki ülkedeki Kürtlerin geleceği konusundaki yol haritası Öcalan’ınkiyle aynı mı?
Ancak PKK’dan farklı sinyaller geliyor.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein