menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İslamcılar Laik Düzenden Ne Umdular Ne Buldular

5 0
20.03.2024

II. Meşrutiyet ilan edilip, İttihatçılar iktidara geldiğinde, şikâyet edilen “Devr-i Sabık”ın başka bir surete dönüşüp süreceği kimsenin aklına gelmemişti. Meşrutiyet ilan edilmiş, jakoben Hamidizm sona ermiş, hürriyet velveleleri ortalığı kaplamıştı. Müslim gayrimüslim yeni düzeni sevinç gösterileriyle karşılamıştı. Devlet ve hükümet tamamen farklı bir muhtevaya bürünmüş, laik siyaset daha da kutsallaşmış, yüceltilmeye başlanmıştı. Kurulan yeni laik düzen, dini alanda yapılan yeni yorumlardan da gerekli meşruiyetini sağlamıştı.

Ayasofya Kürsüsünden vaaz veren Manastırlı İsmail Hakkı, toplanan binlerce insana kurulan yeni düzenin mükemmelliğini anlatırken, artık eski fitne dönemlerine dönülmemesi gerektiğini, hükümete sahip çıkılmasının farz olduğunu haykırıyordu. Kimse geçmişe dönüp bakmamalıydı, kimse geçmişte olanları özlememeli, geçmişe en küçük bir atıf yapmamalıydı.

Meşrutiyet Döneminin ilmiye sınıfının öncü şahsiyetlerinin teşebbüsüyle kurulan Cemiyet-i İlmiye-i İslamiye yayınladığı kuruluş gerekçesinde, Hükümeti siyaseten takip edeceklerini, yaptığı hayırlı işlerde destekleyeceklerini, kötülerinde ise tenkit edeceklerini söylüyordu. İlmiye sınıfı bu tavrıyla büyük hata yaptığının farkında değildi. Zira Batı hayranı, Avrupalılaşmak peşinde koşan laiklerin iktidarından hayırlı işler beklemek abesle iştigal etmekti.

Dönemin ilmiye sınıfına ait hemen hemen bütün zevat, meşrutiyetle birlikte kurulan laik iktidarı yüceltmekte, kutsamakta, iktidarın yanında yöresinde yer almaktaydı. İttihat ve Terakki’nin uygulamalarına yöneltilen en küçük bir eleştiri, eski döneme özlem, istibdadı çağırmak, karanlık günlere dönmek olarak değerlendiriliyordu. Mehmed Akif verdiği bir vaazda toplanan halka, bu iktidarın İslam aleminin son umudu olduğunu, bu........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play