Ali Rıza Demircan: Soner Yalçın yazısındaki gerçekler
Türkiye’nin tanınmış ilahiyatçı-yazarlarından Ali Rıza Demircan Hocaefendi, derin İslami ilmi ve cesur tespitleriyle bir kez daha gündeme oturdu. Odatv’nin manşetinde yer alan yazısında, gazeteci-yazar Soner Yalçın’ın muhafazakâr kesimin ahlak savunusu adı altındaki pornografik dil eleştirisini alıntılayarak, bu gerçekçi tespitleri İslamî perspektiften zenginleştiren Demircan Hoca, cehaletin yol açtığı yanlış tutumlara dikkat çekiyor. Günahları örtme erdemi, iftira günahı ve Kur’ânî hükümlerle konuyu aydınlatan değerli hocamızın bu anlamlı katkısı, farklı kesimlerden okuyucuları düşünmeye davet ediyor.
ODATV’NİN MANŞETİNE TAŞIDIĞI O YAZI
Ali Rıza Demircan: Soner Yalçın yazısındaki gerçekler
Mirat Haber İmtiyaz Sahibi ve ilahiyatçı-yazar Ali Rıza Demircan, Soner Yalçın’ın dünkü yazısına ilişkin düşüncelerini kaleme aldı.
Gazeteci Yazar Soner Yalçın’ın insan doğasından hareketle yüzeysel dindarları da kuşatan gerçekçi tespitler yapabildiği ve yerebildiğini kaydeden Ali Rıza Demircan, “İslam insanla örtüştüğü için bu tespitleri İslam adına da yapabiliriz” dedi.
Ali Rıza Demircan Soner Yalçın’ın 18 Aralık 2025 tarihli yazısından şu alıntıyı yaptı:
“Tutuklanan gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un özel hayatının, “uyuşturucu-grup seks” üzerinden sürekli teşhirini nasıl değerlendirmek gerekiyor?
Son yıllarda her daim yapıldığı gibi ortada kanıtlanmamış/henüz yargı konusu bile olmayan iddialar var.
Kişinin yalnızca hukuken değil, aşağılanarak-teşhir edilerek sembolik olarak yok edilmesi konusuna hiç girmeyeyim.
Üzerinde durmak istediğim şu; bu iddialar uyuşturucu, grup seks gibi “ahlâk bekçiliği” yaptıklarını söyleyenler tarafından sürekli dolaşıma sokuluyor. Peki… “Ahlakı koruyoruz” derken, en pornografik dili ürettiklerinin farkındalar mı?
Karşımızda, kapitalist tüketim ahlâkının “yozlaşmış gösteri sanatı” yok mu?
Bu gösteri, muhafazakâr ahlâk filan tanımıyor, infaz ediyor ve lincin hazzını yaşıyor/yaşatıyor.
İşte bu olayda esas kırılma burada; düne kadar hep eleştirilen “seküler magazin dili” değil bu, muhafazakâr dilin pornografikleşmesi var karşımızda!
Yani, eskiden “ahlaksız Batı medyası” denilen şey bugün benzer dille yeniden dolaşıma sokuluyor…
Açayım konuyu:
Gazeteci Ersoy vakasında en sert paradoks burası:
“Ahlaksızlığa karşıyız” diyenler, ahlaksızlık imgeleri üretiyor. Bu dil sürekli “uyuşturucu-grup seks” dedikçe okuyucunun zihninde “sahne” kuruluyor.
Ve …burada ahlâksızlıkla mücadele bitiyor ve yeni ahlaksızlık üretimi başlıyor! Çünkü, zihinsel teşhir gerçekleştiriliyor…
Ahlaksızlığı eleştirirken onun görsel-zihinsel materyalini üretmiş olduklarının farkında değil kimi muhafazakârlar… Evet pornografi sadece çıplaklık değil…
Keza:
“Mahremiyet (i ihlal) haramdır” diyenler, (tiraj, reyting, tıklama üzerinden) pornografi mahremiyeti pazarlıyor…
Bu yüzden bu dil; ahlaki değil, muhafazakâr değil ve hele hiç dindar değil….”
Ali Rıza Demircan yazısının devamında şunları yazdı:
Soner Yalçın’dan alıntıları okurken çağrıştırdığımız gerçekleri özetleyelim:
Kötüye örnek olmaması için öncelikli ahlâki görevimiz........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin