Siyasette en pahalı şey, zamanında dinlenmeyen doğrulardır
Bir ülkede bazı cümleler vardır; yüksek sesle söylenmez. Alkış toplamaz. Manşet olmaz. Hatta çoğu zaman “şimdi sırası değil” denilerek ötelenir. Ama zaman geçtikçe o cümlelerin ağırlığı artar. Çünkü doğru, her zaman kalabalıkla yürümez. Bazen yalnız kalır. Bazen bekler. Bazen de bedel öder.
Siyaset, ertelemeyi affetmez. Bugün görmezden gelinen her uyarı, yarın daha ağır bir sorun olarak geri döner. Bugün “abartıyorsun” denilen itirazlar, yarın resmî raporların soğuk satırlarına dönüşür. Ve o gün geldiğinde kimse yüksek sesle konuşmaz. Herkes aynı soruyu sessizce sorar: “Bunu daha önce neden dinlemedik?”
İşte Saadet Partililerin yıllardır taşıdığı yük tam da budur.
Onlar, doğruyu söylemenin her zaman kazandırmadığını bilerek konuştular. Yanlışların alkışlandığı, popülerliğin kutsandığı dönemlerde bile itiraz ettiler. Yalnız kalmayı göze aldılar. Bedel ödemeyi kabullendiler. Çünkü onlar için siyaset, bir gecelik zafer değil; uzun vadeli bir sorumluluktu.
Siyasette çoğu insan kazanmayı sever. Az insan doğru kalmayı göze alır. Saadet Partililer, işte o azınlıktandır. Rüzgârın yönüne göre cümle kurmadılar. Güç neredeyse oraya yanaşmadılar. Herkesin sustuğu yerde konuşmanın, herkesin konuştuğu yerde susmanın ahlakını taşımaya çalıştılar.
Bu yüzden yoruldular.
Bu yüzden beklediler.
Bu yüzden çoğu zaman görmezden gelindiler.
Ama şunu hiç kaybetmediler:........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel