Neden korkuyoruz?
Biz, alenen ve resmen Amerika’dan korkuyoruz.
Belki korkmayanlar da vardır.
Korkmayanlara soruyorum, “Niçin Filistin’e yardım edemiyoruz?” diye sorduğum her insan, “İşgalci terörist Siyonistleri, Amerika’nın savaş gemileriyle savaş uçakları koruyor” cevabını alıyorum.
Rabbimiz bizi uyarıyor:
“Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer mümin iseniz mutlaka en üstün sizsiniz” (Al-i İmran süresi ayet 139)
Üstünlüğümü, ırkımıza, rengimize, ülkemize bağlamamış imanımıza bağlamış.
Rabbimiz buyurur:
“Rabbimiz Allah" dedikten sonra dosdoğru olanların üzerine melekler iner ve: "Korkmayın, üzülmeyin ve size va’dolunan cennetle sevinin" (derler).” (Fussılet süresi ayet 41/30
Bizden iki şey isteniyor:
Birincisi, “Rabbimiz Allah” demek.
“Bunu diyoruz” demeyin.
Firavun, devletin ve halkın seçkinlerini topladığında tek şey söyledi:
“Sizin en yüce Rabbiniz benim” dedi.
Yani, “Siz, Musa’nın Allah’ının kurallarına göre değil benim kurallarıma göre hareket edeceksiniz. Kanun koyucu benim” diyordu.
Rabbimiz de bu ayetinde, “Rabbimiz Allah” diyen ve O’nun çizdiği yolda O’nun kurallarına göre dosdoğru hareket edenler için korku ve hüzün yoktur” diyor.
İkincisi de Rabbin gösterdiği yolda yürümek.
Bu dünyada ve ahirette kimlerin korkmayacağını Rabbimiz şöyle ifade ediyor:
“İyi bilin ki, Allah'ın velilerine korku yoktur. Onlar üzülmezler de.
Onlar iman ettiler ve korundular.
Dünya hayatında da, âhirette de onlara müjde vardır. Allah'ın kelimeleri değişmez. İşte büyük kurtuluş budur.” (Yunus süresi ayet 10/62-64)
Allah’ın velileri yani evliyasının iki özelliğini bildirmiş:
Birincisi iman.
Ama “dünyada yaşayanların çoğunluğu iman ediyor, Yahudi’si, Hıristiyan’ı, Budist’i… herkes bir şekilde iman ediyor”........
© Milli Gazete
visit website