menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kısacık Yazılar

9 0
26.11.2025

Yakınlarımdan, dostlarımdan bazen şu sitemi işitirim “Yazıların güzel, iyi ama çok uzun… Oku oku bitmiyor!” Hâlbuki uzun veya kısa her yazının ne zahmetler sonucu yazıldığını okuyucu bilebilse tarizde bulunmaz. Ama canları sağ olsun. Bir insana -en yakınınız da olsa- zorla yazı okutamazsınız. Sonra bu konuda yazı kursumuza devam eden gençlere durumu sordum. Şöyle dediler: “Hocam şimdi insanlar uzun yazıyı, kalın kitabı okumuyor. Hatta uzun dizileri, filmleri de seyretmiyor. Herkes beş on dakikada her şeyi öğrenmek istiyor.” Vaziyet böyle. Hız ve haz çağında yaşayan insanlarımız okurken de çok fazla oyalanmak, göz nuru dökmek, kitaba zaman harcamak istemiyor.

Bunca lafı niçin ettim, tahmin etmişsinizdir aziz okuyucular! Son yıllarda gazete yazılarımın dışında kısa dokunuşlarla bazı az metinler kaleme almaya başladım. Bu türün bendeki ilk örneği olan kitabıma da Kısacık Yazılar adını verdim. Hakikaten kısa kısa yazılar yazdığımı anlatabilmek için tabii. Yani bir bakıma kitabın “sebeb-i telif”i… Amma unutmayalım ki bazı gerçekler, sahici hisler ve gönül alıcı ifadeler kısa metinlerde de toplanabilir. Şiirde “mısra-i berceste” bu fikre bir delil sayılmaz mı? Daha önce iki deneme kitabım yayımlandı: İstiklalden İstikbale ve Malazgirt’ten Mavi Vatana. Satışları biraz ağır gitti doğrusu. Çünkü upuzun yazılarım vardı her iki kitapta. Eğer başlıkları alfabetik olarak hazırladığım Kısacık Yazılar çabuk biter ve yeni baskıları yapılırsa o zaman hem bana sitem edenlere hak verecek hem de bundan sonra uzun yazılar yazmaya tövbe edeceğim. Açıkçası kısa yazılara yöneleceğim. Ne dersin aziz........

© Milat