Yalnız değilsiniz!
Eski bir Anadolu türküsünün nağmesi gibi, yılların yorgunluğunu taşısa da milletin sıcaklığıyla çarpmaya devam eder yaşlı kalpler… İsley Brothers’ın “Bu Eski Kalbim” şarkısı dünyada yaşlanmanın hüznünü anlatırken, Türkiye bu hikâyeye şefkatle örülmüş bir destan yazıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, Sağlık Bakanlığımız ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız’ın ortak çabalarıyla, yaşlılarımız sadece istatistiklerde değil, toplumun vicdanında da özel bir yere sahip. Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarına göre, 65 yaş üstü nüfusta kalp hastalıklarıyla mücadelede Avrupa’ya kıyasla daha yüksek bir direnç gösteriyoruz. Bu, sadece tıbbi bir başarı değil; “insanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesinin taçlandığı bir medeniyet duruşu.
Amerika’da ICD (kalp şok cihazı) gibi tartışmalı teknolojiler, yaşlılarda travmatik sonuçlara yol açarken, Türkiye’de hekimlerimiz “tedavi değil, iyileşme” odaklı bir yaklaşım benimsiyor. Colorado Üniversitesi’nden Dr. Daniel Matlock’un “85 yaşında birine şok cihazı takmak, ölümü geciktirmekten öte ıstırap olabilir” itirafına karşılık, Konya’da hayata geçirilen “Gümüş Yürekler Projesi” ile 2.500 yaşlımıza sadece ilaç değil, psikolojik destek, aile danışmanlığı ve sosyal etkinlikler sunuldu. Batı’nın teknolojiye hapsolmuş yaklaşımına karşın, Türkiye’nin insan odaklı modeli, bir dedenin çocukluk anılarını dinlemekle başlayan bir şefkat zincirini öne çıkarıyor. Nitekim New England Journal of Medicine’da yayınlanan bir makalede, 82........
© Milat
