Ülkemizin turizm durumuna…
Ülkemiz, geçmişten günümüze kalan miras bakımından oldukça zengin bir konuma sahip bulunmaktadır. Çok değişik medeniyetlere ev sahipliği yapan Anadolu’nun her bölgesinde, her şehrinde, hatta ilçe ve bazı köylerinde bile tarihten aktarılan tarihi yapılar ve eserler bulunmaktadır. Geçtiğimiz günlerde televizyonlardan Anadolu’nun tam ortasında bulunan Yozgat’ta bir Roma hamamının restore edilerek kısmen ziyaretçilere açılması haberini duydum. Hem havuz hem de yıkanma yerlerinin bulunduğu hamama su verilmeye bile başlandığından söz ediliyordu haberlerde. Bu, ülkemiz turizmi açısından son derecede önemli olmakla birlikte mevcut eserlerin korunması ve gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen eserlerin de bir an önce envanterlere girmesi de son derece önem arz etmektedir.
Bu kadar önemli olmasına rağmen gerek Sümer, Hitit, Yunan ve Roma gibi eski medeniyetlerden gerekse kendi kültür ve medeniyet dünyamızı oluşturan Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminden intikal eden tarihi miraslarımıza sahip çıkabiliyor muyuz? Bu hususta bir tarih bilincimiz var mı? Bize kalanları “eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına rahmet yağardı” yanlışlığını şiar edinip bir mirasyedi edasıyla tüketiyor muyuz yoksa “eskisi olmayanın yenisi olmaz” deyimine uygun bir tavırla hareket edip geçmişten kalanlara sahip çıkıyor muyuz?
Devlet aklı ve devlet olma bilinci, elbette ki bu miraslara sahip çıkmakta ve koruma altında tutmaktadır. Bu konuda hiçbir tereddüde mahal yoktur. Nitekim Devletimiz hem vakıf eserlerimize hem de diğer medeniyetlerden kalan eserlere gereken hassasiyeti göstermekte, kazılar yaptırarak onları açığa çıkarmakta, çalınan eserlerimizin........
© Milat
visit website