menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sinema Notları -1: Savaşlı Sinema

7 0
wednesday

İnsanlık şu demde hem bir savaş hâli yaşıyor hem de yaşamıyor.

Bir tarafı dünyeviliğin doruklarında, türlü iş ve eğlencelerin peşindeyken, diğer tarafı dünyanın gönlü hoş eden nasiplerinden uzakta, yoksunluk ve hayat mücadelesi içinde perişan.

Bu iki zıt yaşayış âdeta birbirinin burnunun, ayağının dibinde, gözünün önünde. Üstelik bütün bu olanlara bakınca bırakın bir gün sanatla anlatılır hâle gelmesini düşünmeyi, kayıt altına alınırken ve paylaşılırken yaşanan aşırılıklarla insanlığımızdan şüphe ediyoruz, şiddeti ve ölümleri haber alırken nezaketten, mahremiyetten yoksun bir aktarım diliyle karşı karşıyayız.

2000 yılına girmek üzereyken dünya “milenyum çılgınlığı” diye adlandırılan bir dönemi yaşıyordu.

Yeni bin yılın başında, bir gecede dünyanın ters yüz olacağını sananlar ve sanmayanlar vardı. Sanmayanlar haklı çıktı.

Ne zaman bir dönem nihayetlenip yenisi başlayacak olsa hayatın gündemle ilgili-ilgisiz bütün alanlarında ne olduğuna ve ne olacağına dair sorular artış gösterir.

2000 yılı başlamadan mevcut sinema eleştirmenlerimize sık sık şu soru soruluyordu: “2000’den sonra dünya sineması neyi anlatacak?”

Bu sorunun cevabı “dünya sineması”ndan ne anladığınızla da yakından ilgiliydi. Sektör sinemasından söz ediyorsak, Amerikan sermayeli ve daha az da olsa Avrupa’nın payı bulunan bir sinemayı konuşmuş oluyorduk.

Durum bugün de fazla değişmedi. Sanat sineması hâlen küçük ölçekli, kıyı-köşe........

© Milat