menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Rusya’da fil var mı?

5 1
02.09.2024

Serkan dışarı çıkarken “Ben, Fili’ye gidiyorum” demişti.

İşim başımdan aşkındı. Anlamamış, ama sormamış, sadece elimi arkasından güle güle anlamında sallamıştım.

İgor, biraz sonra yanıma gelip Serkan’ı sordu.

“Az önce çıktı. File gidiyorum demişti. Hayvanat bahçesine mi gidiyor, ne?” diye cevap verdim.

“Ne işi varmış orada? Günün bu saatinde Hayvanat Bahçesi’ne, öyle mi?”

Boş gözlerle baktım.

“Valla hepinize bir haller oldu. Allah sonumuzu hayretsin” dedi.

Dayanamadı, Serkan’ı aradı, konuştular. Telefonu kapattıktan sonra:

“Yahu, adam Fili Metro İstasyonu’na yakın bir müşteri ziyaretine gidiyormuş. O ne demiş, sen ne anlamışsın?”

Aptal aptal suratına bakmış olmalıyım ki bu sefer gülmeye başladı.

“Rusya’da fil var mı?” diye sordu.

“Hayvanat Bahçesi’nde vardır, herhalde. Başka bir yerde var mı bilmiyorum.”

Öyle ya, Rusya Federasyonu o kadar büyük bir coğrafya ki, Moskova’da değil ama iklimin daha ılıman olduğu bölgelerde belki olabilir diye düşünmüştüm.

Güldü, “Rusya fillerin vatanıdır” deyip, “Hadi, birer kahve koyup, içelim, kendimize gelelim” dedi.

Haklı, hesabı kitabı zor bir işin üzerindeydim; biraz mola vermez, kafamı toplamazsam vahim bir hata yapmam kaçınılmazdı.

Sonra konuya bağlayacağı bir “Soğuk Savaş” fıkrasını anlatmaya başladı:

Birleşmiş Milletler, “Fil Yılı” ilan etmiş. Planlanan etkinliklere göre farklı ülkeler “fil” konulu kitaplar yayınlayacaklarmış.

Almanlar, beş ciltlik “Fil Bilimine Kısa Bir Giriş” kitabının 1. cildinin 1. bölümünü yayımlamışlar.

Amerikalılar, cep boyutunda bir kitabı, “Ortalama bir Amerikalının filler hakkında bilmesi gerekenler” kitabını yayımlamışlar.

İngilizler, “İngiliz Hindistan’ındaki Filler” monografisini,

İsrailliler, “Filler ve Yahudi Sorunu” makalesini,

İtalyanlar, “Filler ve Müzik” makalesini,

Fransızlar, “Filler Arasında Aşk” kitapçığını yayımlamışlar.

Sovyetler Birliği’nde üç ciltlik bir dizi yayınlanmış: İlk cilt “Rusya, fillerin anavatanıdır”, ikinci cilt “Filler hakkında Marksizm-Leninizm Klasikleri”, üçüncü cilt “Filler ışığında Filler” idi. Ek, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Yirmi Altıncı Kongresi’nin kararları” ve “Ulusal kurtuluş hareketinde fillerin rolü”.

Sovyet Birliği’nde yapılan üç ciltlik kitap baskısının ardından Bulgaristan’da dört ciltlik bir kitap yayımlanmış. İlk üç cilt Sovyet baskısının yeniden basımı ve dördüncü cildin adı ise şuymuş: “Bulgar fili, Sovyet filinin en iyi arkadaşıdır.”

***

Ben de, uzun bir süre, Metro vagonlarının kapı camlarında gördüğüm “Не прислоняться (Ni prislonyatsiya)” yazısının, yani “Kapılara yaslanmayınız” ifadesinin ortasındaki “slon” bölümünden dolayı “fil” sözcüğünden türetildiğini zannetmiştim.

Malum Ruslar fizik olarak genellikle iri yarı insanlar ya…

Saflık işte!

İlginç, şimdilerde kullanıma giren 860 serisi yeni tip vagonların elektronik tabelalarında da fil figürleri var. Tam “Dikkat! Kapılar kapanıyor” anonsu yapılırken tabelanın ekranında sevimli bir yavru fil figürü beliriyor. Hortumu kapanan kapının arasında sıkışıyor. Çekiştiriyor, çekiştiriyor; zor bela kurtarıyor.

Bir şeylere daldığım için mi; elimdeki yetiştirmek zorunda olduğum işin telaşından mıdır, nedir; kafam karışık.

Zihnim bazen böyle dağılıyor; gidip geliyor, işte.

Şaşkınlığım biraz geçince dilim açıldı.

“Yahu, birkaç sene önce bir haber çıkmıştı” diyorum, “Myanmar hükümeti, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 70’inci yıl dönümünü kutladıktan sonra Rusya’ya ilginç bir hediye göndermek istediklerini, Rusya’ya fil hediye etme kararı aldıklarını açıklamıştı. Sonrasını takip edememiştim. N’oldu?”

Birbirimizin yüzüne baktık, bilmiyorduk.

Yuliya, muhabbete daha doğru bilgilerle devam etmemize katkıda bulunmak için hemen internette bir arama yapıp, bulduğu bilgileri anlatmaya başladı:

Myanmar hükümeti fillerin 4 yaşında olduğunu ve eylül ayında Moskova’ya gönderileceğini belirtmişti. Myanmarlı yetkililer, fillerin “Durova Babanın Köşesi” tiyatrosunda hayatlarına devam edeceğini ve orada eğitileceğini açıklamışlardı.

***

Aslında Moskova Hayvanat Bahçesi’nde uzun süredir Asya filleri yaşamaktaydı.

İlk fil 1898’de getirilmiş Moskova’ya. Şu anda bizimle birlikte yaşayan filler ise 1985 yılında Moskova Hayvanat Bahçesi’ne getirilmişler.

Hikaye Vietnam’ın Küba’ya yedi fil vermesiyle başlamış. İki okyanusu güvenli bir şekilde geçmişler, ancak hayvanların bulunduğu gemi adaya yaklaştığında fillerin şap hastalığına karşı aşılanmadığı ve bu hastalığın Küba’da hiçbir zaman var olmadığı ortaya çıkmış.

Enfeksiyondan korkan yetkililer, hediyeyi kesin olarak reddetmişler.........

© Medya Günlüğü


Get it on Google Play