menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Akademi ve Dil(3)

12 1
23.01.2025

Akademik dünyada dil zevki, estetiği, hassasiyeti, dil kuyumculuğu sıradanlaşmış, neredeyse kaybolmuş gibidir. Bunun bir örneği olarak bugün, en temel kavramı olan “mefhum”u anlamaktan aciz felsefe lisansüstü öğrencilerinin yetiştiğine esefle şahit olabiliyoruz. Her disiplinden böyle örnekler verebiliriz. Bu, değil Divan Edebiyatı, erken dönem Cumhuriyet eserlerinin bile okunup anlaşılamadığının bir göstergesidir. Dilin dejenerasyonu, zihni de dejenere etmektedir. Dili dolaşık, aklı karışık ifadesi buradan gelmiş olmalıdır.

Nurullah Ataç (1898-1957), “ve” bağlacını Arapça diye kullanmazdı. Bilindiği üzere, mantık değişmezleri şunlardır: ve, veya, değil, ise, ancak ve ancak… ise. Mantık, bu mantık değişmezleri üzerine kurulmuştur. Eğer “ve” kalkarsa mantık da ortadan kalkar. Dil devrimi adına yapılanların mantığı da yoktur.

Aristoteles’ten (MÖ 384-322) beri bilinmektedir ki bir varolan varlığını 4 nedene borçludur. Bu nedenler o varolanı meydana getirirler. Bunlar: Fâil neden, formal neden, gaî neden ve maddî neden. Bir varolanı/şeyi “işte o” veya “kendisi yapan” onun formudur. Dilin formu dilin mimarisidir. Süleymaniye’de yapı taşları Devlet-i Âli’nin uzak yerlerinden getirilmiştir. Süleymaniye camisini kendisi yapan mimarisidir. Yapı elemanları o mimari içinde yerlerini almışlardır. Dilde de benzer bir durum vardır. Bir dili kendisi yapan kelimelerin yanı sıra o dilin mimarisidir.

Kelimeler tarih yüklüdür. Dilin mimarisi ifadenin nasıl dile getirileceğidir. Bir örnek olarak, “çay almak”, “yemek almak”, “banyo almak” ifadelerinde sözcükler Türkçedir ama mimarisi İngilizcedir. Ortaya çıkan “Türkizce” dir. Türkçede, çay içmek, yemek yemek ve banyo yapmak denir. Dilin mimarisinin, kelimelerinin yanı sıra bağlamı da söz konusudur. Bağlam ile işaret etmek istediğimiz, hangi ifadenin nerede kullanılacağıdır. “Kendine iyi bak” ifadesini küçüklerin büyükler için kullanması bizim kültürümüzde hoş karşılanmaz. Esasen bu ifade ben’i ve bencilliği çağrıştırdığından nerede kullanılırsa kullanılsın kültürümüzce zaten hoş karşılanmaz.

Bir yapıda yapı elemanları üzerinde tasarımlar yapılarak yerlerine yerleştirilmiş ise, başka dillerden alınmış kelimeler de tarihi süreçte mimarisi ve selikası olarak dilin içine öyle yerleştirilmiştir. Tarih derinliktir, kelimeler tarih yüklüdür. Kelimeler değiştirildi mi tarih kaybolur. Ülkemizde keşif ve icat konularında........

© Maarifin Sesi