menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bardağın dolu tarafı...

17 4
12.04.2025

Akılla, mantıkla izah edilemeyen günlerden geçiyoruz.
Ufak mutluluklara tutunup nefes almaya çalışıyoruz.

Kara para aklama soruşturmasından tutuklu biri, gazeteciler hakkında şikayette bulunuyor.
Dilekçesi jet hızıyla işleme alınıyor.
Zaten ifadeye gidecek olan iki gazeteci, şafak baskınıyla evlerinden gözaltına alınıyor.
Adli kontrolle serbest kaldılar diye seviniyoruz.

Gösteri yapmak anayasal hak.
Ama bu haklarını kullandılar diye gençler yaka paça, ters kelepçeyle gözaltına alınıyor.
“Dövülerek tutuklandım” diyor biri.
“İlaçlarım verilmedi” diyor diğeri.
“Cezaevinde yer yok, yerde dönüşümlü yatıyoruz...”
“Çıplak aramaya maruz kaldım.”
Genç bir kadın, “Polis göğüslerime dokundu, korkudan altıma kaçırdım” diye ifade veriyor.
Ne inceleniyor ne soruluyor.
Sadece “Yalan” denip üstü kapatılıyor.

Sonra tutuklanan gençler serbest kaldı diye seviniyoruz.
Hayatlarından çalınan günleri, üzerlerine yapışan korkuyu unutuyoruz.

Kayyum atanmadı diye şükrediyoruz.
Olasılığın bile ülkeye nelere mal olduğunu konuşmuyoruz.

“Bugün düne göre daha umutluyuz” diyoruz.

Dolar 42’den 38’e düştü diye seviniyoruz.
Arka kapıdan cayır cayır satılan milyar dolarların bedelini sormuyoruz.

Elektriğe yüzde 50 değil de yüzde 25 zam geldi diye seviniyoruz.
“Neyse ki konutta kullanılan doğalgaza zam gelmedi” diye mutlu oluyoruz.
Sanayi tarifesi arttı; yakında aldığımız her ürün zamlanacak.

“Henüz” düşünmüyoruz.

Rakipler tutuklu...

Ekranlar karartılmış...

Sokaklar polis........

© Korkusuz