KKTC’yi tüketen kamusal soygun: Çöken itibar, zayıflayan güç!
MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
KKTC’de son dönemde peş peşe ortaya saçılan rüşvet iddiaları, usulsüzlükler, kamu görevlilerine yönelik soruşturmalar ve derinleşen güven krizi, artık “tekil vakalar” olmaktan çıkmış, devlet yapısını sarsan bir sistemsel çöküşün görünür yüzüne dönüşmüştür. Bu çöküş yalnızca kurumları içten içe kemirmiyor, aynı zamanda ülkenin dış politikadaki elini zayıflatıyor, Kıbrıs sorununda da müzakere gücünü törpülüyor.
Mevcut tablonun ağırlığı ve çürümeyi görünür kılan dalgaların yüksekliği, sürekli büyüyor...
Son birkaç yıldır, üst düzey kamu görevlerinde bulunan birçok ismin, rüşvet, sahte belge düzenleme, görevi kötüye kullanma, kamu zararına yol açma ve çeşitli mali suçlar nedeniyle yargılanması, toplumda büyük bir güvensizlik yaratmış durumda. Henüz hiçbirinin tam olarak aklanmamış olması da, mevcut yolsuzluk ağlarının, rastlantısal değil sistematik olabileceğine de işaret ediyor. Birikerek gelen bu tablo, devletin kritik noktalarında çözüldüğünü gösteren ciddi bir alarm niteliğindedir.
Topluma yayılan kaygı ve güvenlik algısındaki çöküş, hızlanıyor...
Gündelik yaşamda artan hırsızlık, gasp ve organize suç girişimleri, hızlı nüfus artışıyla birleşen denetim zafiyeti, vatandaşların güvenlik duygusunu tehdit eder hâle getirmiştir. Ülkede, sadece ekonomik değil, psikolojik bir yıpranma da yaşanıyor aynı zamanda. Kamusal otorite sorgulanıyor, hak edenin değil güçlü olanın kazandığı bir düzen algısı güçleniyor. Bu da toplumsal adalet duygusunu hızla aşındırıyor.
Sistemsizliği büyüten temel zemin: Denetimsizlik, dokunulmazlık ve liyakat erozyonu...
Kamu kurumlarında denetim mekanizmalarının zayıf olması, siyasi yakınlık üzerinden yapılan atamalar, şeffaf olmayan süreçler, hesap verilebilirliğin körelmesi ve uzun yıllardır süren; “siyasî dokunulmazlık kalkanı” kültürü, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin filizlenmesini kolaylaştırıyor. Bu ortam örgütlü suç unsurlarına da kapı aralıyor ve kamu yönetimi içine sızmalarını kolaylaştırıyor. Ülkedeki sistemsizlik, hem sonuç, hem sebep hâline gelmiş durumda.
Dış politikaya ve Kıbrıs müzakerelerine yansıyan kırılmalar, çeşitleniyor...
İçerideki çöküş dışarıya da güçlü bir zafiyet olarak yansıyor. Kamu kurumlarına güvenin azalması, dış aktörlerin KKTC’yi “istikrarsız ve zayıf yönetilen bir yapı” olarak, okuma ihtimalini artırıyor. Bu durum, Kıbrıs müzakerelerinde güvenilirlik ve ciddiyet algısını zedeliyor, uluslararası arenada pazarlık gücünün erimesine yol açıyor.
Anlayacağınız, içerideki dağınıklık, dışarıdaki masaya da taşınıyor...
Tüm bu gelişmeler Kıbrıs sorununa yansımasını, tahmin edilenden çok daha ciddi bir boyutta etkiliyor. İçeride yaşanan kurumsal erozyon, dışarıdaki müzakere zemininin meşruiyetini ve ağırlığını doğrudan aşındırıyor. Uluslararası aktörler, karşılarında güçlü bir irade, istikrarlı bir yapı ve karar alma kapasitesi görmek isterken; içerideki dağınıklık, bu beklentiyi zayıflatan en büyük tehdit haline geliyor. Bu........© Kıbrıs Postası





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar