Kronik soruna çözüm yok, ama akan kanın durdurulması söz konusudur hiç değilse… Bu da mutlu bir aşamadır hiç kuşkusuz…
Selam olsun o insan kanıyla yıkanan ve cehennem ateşiyle kavrulan acılı topraklara…
Gazze’deki Filistin direnişine saygı, hayranlık ve takdir duymamak olanaksızdır…
Vatan sevgisi bağlamında aidiyetin destanını yazdılar… Soykırımın her türlü yönteminin denendiği o toprak parçasında tırnaklarını vatanlarına geçirerek direndiler… Her türlü kötülüğü içeren bir zorlamada, kendilerine acımasızca dayatılan “vatandan göç” planlarını paçavraya çevirdiler…
Bu onurlu vatan savunmasının hangi koşullarda verildiğini tüm dünya iki yıl boyunca ekranlardan dehşetle izledi… Afrika’dan ve Ortadoğu’dan Akdeniz’e açılan kıytırık mülteci teknelerine binmeye hiç tenezzül etmediler… Akdeniz’de can veren ya da çeşitli mülteci kampında çile dolduran binlerce çaresiz arasında tek bir Filistinli yoktur, dikkat buyrulsun…
Tek çare ve seçenek olarak, ölümü göze aldılar ve vatanlarında direnmeyi seçtiler… Var olabilme adına, tarihte örnek bir sayfa açtılar…
***
“Barış 2025” adı verilen Şarm El Şeyh zirvesinde alınan karar aslında bir ateşkestir… Yayıldıkça yayılma peşindeki, “vaad edilmiş topraklar” manyağı şu Siyonizm canavarı, bakalım bu “ateşkes” durumuna ne kadar........

© Kıbrıs Gazetesi