Feodalizmin çirkin yüzü: Kadına şiddet
Fizik yönünden güçlüdür diye erkeğin kadına hükmetmesi, hele de şiddet uygulaması, feodalizmin en çirkin yüzüdür… Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’den gelen şok açıklama, Kıbrıs Türk sosyal yaşamının da bu feodalizmin sarmalına girdiğinin acı göstergesidir… “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü”nün yalnızca bir anma değil, aynı zamanda mücadele çağrısı olduğu belirtiliyor o açıklamada… Genel Sekreter Dr. Sinem Şığıt İkiz, KKTC’de her üç kadından birinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığını, 2024’te polise bin 24 şikâyet yansıdığını açıkladı…
Neler oluyor bize böyle?
*
Çoğu kez ölümle de sonuçlanan ve nice trajedinin göz yaşartıcı konusu olan “kadına şiddet” her dönemin utancı… İletişim ve haberleşme olanaklarının teknoloji sayesinde daha da arttığı bu dönemde, gün geçmiyor ki kadına şiddete dair yeni bir ürpermeyle sarsılmayalım…
Güzel olan şu ki, geçmişte pek önemsenmeyen ve bilhassa aile içi şiddetin “polislik vaka” bile sayılmadığı, polisin ancak aile içi cinayetlere odaklanabildiği o dönem artık gerilerde kalmıştır… Günümüzde kadına şiddetin çok ciddi ve utandırıcı bir suç haline dönüşmesi yine kadınların bilinçlenerek ve dayanışarak verdikleri evrensel savaşım sayesindedir…
Kadınları erkek şiddetine karşı koruyan yasal ve sosyal önlemler duyarlılıkla alınırken, kadına şiddet uygulayan erkekler de artık sadece yasaların öngördüğü cezalara maruz kalmıyorlar… Toplum da onlara karşı, onları toplumdan dışlayan, yalnızlaştıran ve hatta işsiz bırakan acımasız ve bağışlamaz duruşlar sergiliyor…
*
Bir yaşanmış dramla sürdüreceğim yazımı… Amerika’da polisi ve kamuoyunu yıllarca meşgul eden “sırra kadem basmış kayıp kadın” Audrey Baachberg’ün en sonunda........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein