Kuzey Kıbrıs’taki Rum mallarını “suistimal ettiği” gerekçesiyle geçen yıldan bu yana Güney Kıbrıs’ta tutuklu bulunan AFİK Group CEO’su Simon Mistriel Aykut’a Rum yargısı tarafından 5 yıl hapis cezası verilmesi emsal bir mahkeme kararı olarak algılanmaya başlandı… “Böylesi bir karar Kuzey’de Rum malı kullanan herkesi kapsar mı?” İşte bu soru işareti gündeme yerleşmiş durumda…

Mülkiyet konusunda, iz bırakan hukukçu milletvekillerimizden ve Baf Türk halkı liderlerinden, merhum emekli Yargıç Aziz Altay’dan ölümünden bir süre önce bir mektup almıştım… Şimdi işte bu aşamada, mülkiyet konusunda önemli vurgulamaları içeren bu mektubu bir kez daha sunmak istiyorum..

Bu mektubunu arşivlememi ve yeri geldikçe yayınlamamı bir vasiyet olarak şahsıma belirten merhum Altay, o günlerde, yani 1916 ortamında yürütülmekte olan görüşmelere değiniyordu…

Rum lider Nikos Anastasiadis’in de her Kıbrıslı Rum siyasetçi gibi tüm Kıbrıs’ı ele geçirmeye dönük bir siyaset içinde olduğuna vurgu yapıyordu… Görüşme masasına oturur oturmaz Anastasiadis’in mülk konusunu gündeme getirdiğine ve Rumların Kuzey’de terk ettikleri mülklerin tapulu sahipleri olduğunu iddia ettiğine değiniyordu… Altay, Anastasiadis’in kendi toplumunun çıkarlarına göre göz önünde bulundurulması gereken kriterleri de saptadığını anımsatarak şöyle diyordu mektubunda:

“Anastasiadis, iki toplum lideri Glafkos Kleridis ve Rauf Denktaş arasında Viyana’da Birleşmiş Milletler gözetiminde varılan Nüfus Mübadelesi Anlaşması’nı tamamen görmezden gelerek yasal dayanaktan yoksun yersiz ve boş iddialarını ısrarla sürdürmektedir. BM kayıtlarına göre, Kuzey’deki Rumların hiçbir baskı altında kalmadan kendi talepleri üzerine Güney’e geçmelerine izin verildiğini de bilmezden gelmektedir.

Unutulmamalıdır ki, değiş – tokuş anlamında olan mübadele anlaşmaları kalıcı olup geri dönüş olanaksızdır. Bunun da bize en yakın somut örneği, 1923 yılında Türkiye ile........

© Kıbrıs Gazetesi