menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Pasta keser gibi ülke bölen kadın

45 0
23.11.2025

Bülent Akyürek’in Satılık Adam’ına ve ‘geriye Doğru ileri’sine okumam bittiğinde tekrar döneriz. Şimdi Avi Shlaim’in ‘Üç Dünya’sına kaldığımız yerden devam edelim.

Yahudiler kabiliyetli insanlar, ticareti, parayla yapılacak işleri beceriyorlar. Aralarındaki dayanışma sayesinde kolayca organize oluyorlar. Bulundukları ülkelerde, bilhassa Müslüman ülkelerde kendi ‘sosyete’lerini kuruyorlar.

Tarih boyunca Müslüman toplumlar Müslüman olmayan azınlıkları hatta bazen çoğunlukları içlerinde barındırmayı başarmışlardır. Bu, ‘Batı medeniyeti’ karşısında ‘ileri’ oldukları bir niteliktir.

Avi Shlaim Bağdat’ta doğmuş. İsrail devleti kurulduktan iki yıl sonra Shlaim beş yaşındayken ailece İsrail’e göç etmişler.

Yahudi olmanıza rağmen Bağdat şehrinin eşrafından sayılıyorsunuz. Varlıklısınız. Rical-i devletle de her zaman iyi ilişkileriniz var.

Ve bir gün, çok da istekli olmadığınız halde, hayat sizi Filistin’de yeni kurulmuş olan İsrail devletine göçmeye zorluyor.

Üstelik orada Avrupalı Yahudilerin, Eşkenazilerin kurduğu ve doğudan göç eden Yahudilerin ikinci, yerine göre üçüncü sınıf vatandaş olduğu bir düzen var.

Shlaim’in ‘Demir Duvar: İsrail ve Arap Dünyası kitabında yer alan ve mütercim Zahide Tuba Kor’un önsözünde alıntıladığı şu cümleler bu düzenin bir Arap-Yahudi’ye ne yaptığını kısmen özetliyor:

“Bizler Arap Yahudileriydik, evde Arapça konuşur ve Müslüman komşularımızla daima uyum içinde yaşardık. Ebeveynimin Siyonizm ve Siyonizm ülküsü hakkında çok az bilgisi ve........

© Karar