menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Flanör olacaklardı planör değil

104 4
20.12.2025

Necip Fazıl’ın “hohlaya hohlaya buz dağlarını erittik, şimdi ortalık çamurdan geçilmiyor” dediği bataklığa bugünkü sürükleniş nasıl fark edilmedi?

Halbuki o genel merkez büro elemanının pudra şekeri skandalı, herkesi uyandırmalıydı.

Ama yok... ‘Giyelim sırtımıza şu melâmet hırkasını, kâh çıkıp gökyüzüne seyredelim âlemi, kâh inelim yeryüzüne seyretsin âlem bizi, kaptırmayalım dünyevi kalkınma ihtiraslarına, kendimizi kalkındırmanın büyüsüne kapılmayalım, güçle para ve şöhret döndürmesin başımızı, kaybolmayalım şehrin gizli zevk tuzaklarında, ışıltılı çukurlar çekip yozlaştırmasın bizi, kitaptan kütüphaneden kopmayalım’ romantizmiyle gül gibi geçinip giderken şimdi yaşadığımız şaşkınlığa bakın!

Bir de baktık ki üstümüzde başıboş İHA’lar, yerde ise serseri planörler uçuyor. Gördüklerimiz, duyduklarımız karşısında sarsılmak düşüyor bize de.

Mehmet Akif, Furkan, Kübranur, Mümine, Kurratülayn, Rümeysa ve benzeri isimler ne geziyor bu çürüme ifşalarında?

Göremeyenler nasıl göremedi, neyi gözden kaçırmış olabilirler?

Kaldırım mühendisi flanörlüğünü, kötülük çiçeği dekadanlığını romantize eden Fransız şair Baudlaire bile çöküşün bu kadarını hayâl etmemiştir. Çöküşü, dekadanlığı insanı öğüten kalkınma çarklarına tepki gibi anlatıyordu.

Kendini kalkındırırken hızını alamayıp rüzgârda savrulan motorsuz tayyare olmak; modern şehir hayatının........

© Karar