Ceza Kanunu 353. Madde
“ama hayır, anlamak demek, dedim hâkime, daha ziyade derinlemesine hissetmek demektir” s.110
Ceza Kanunu 353. Madde…
Fransız yazar Tanguy Viel tarafından kaleme alınan ve Mehmet Emin Özcan tarafından çevirilen, İletişim Yayınları tarafından basılan bu eşsiz eseri itiraf etmeliyim ki bir çırpıda bitiremedim.
Aklıma adliye koridorlarındaki koşuşturmalar geldi.
Geçen gün Ankara’nın insanın içini karartan mimarisiyle Sıhhiye Adliyesi’nde gözüme çarpan “görüşme odasının” kasveti geldi.
Fakültede Prof. Dr. Gülriz Uygur Hocamızın “Hukuka Giriş” dersinde okuttuğu Kuçuradi’nin makaleleri geldi.
Hukukun ne kadar insanla ilişkili olduğu ve ne kadar insana dair olduğu geldi… Okumalarımda sıklıkla duraksadım, düşündüm, notlar aldım…
Başlarken hemen belirteyim: Ceza Kanunu 353. madde adlı eseri başta hukukçular olmak üzere herkese tavsiye ediyorum.
İnfaz yasasının çokça tartışıldığı bu günlerde, bu eser, bizlere suçun ve suçlunun, yalnızca suça konu fiilden ibaret olmadığını, toplumsal gerçekliklerin, eğitimin, ekonominin, ceza-infaz yasaları kadar toplumun huzurunda etkili olduğunu, maddi vakıalarda hakikate ulaşmanın tek bir bakış açısıyla mümkün olmadığını ahenkli, edebî bir anlatım ve akıcı bir örgü ile hatırlatıyor.
Eserde ana kahramanımız Kermeur bir dizi sorun yaşıyor. Bu sorunlardan biri de Kermeur’un yaşadığı kasabayı tatil köyüne çevirecek Antoine Lazenec’in dolandırıcı olması. Kermeur için bardağı taşıran son damlalardan biri işte bu ve oğlu Erwan’ın başına gelenler oluyor. Kermeur sonrasında bir suç iddiasıyla yargılanıyor.
Yazar, bir suçluyu suça iten çeşitli nedenleri suçlunun ağzından bizlere aktarıyor. Aklıma kriminoloji dersinde tartıştığımız konular ve meslek hayatımda okuduğum, incelediğim dosyalar ve pek ceza bakmasam da görev yaptığım birkaç dosya geliyor. Hayat, teorinin, çerçevelerin çok daha ötesinde ve kesinlikle “tahditli” değil diyorum, bir kez daha.
Eserde temel konulardan biri hakimin hükme ulaşırken hangi delillerden nasıl etkilendiğinin sorgulanamayacağı hususu. Bu durum Fransız Ceza Kanunu’nun 353. maddesine atıfla eserde yer alıyor. Kitabın ismi de zaten buradan geliyor. Burada belirtmem gerekir, kitaba olan övgülerim hâkimin bakış açısına ve tavrına değil, bu tartışmaya açıktır. Ancak kitap bizlere farklı bir bakış açısıyla bazı gerçekleri hatırlatıyor.
Kitapta önemli bir diğer bahis ise “vicdani kanaat.” Anayasamınızın 138. maddesinde de yer aldığı üzere “hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa, kanun ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.” Bu, aslında hukukçuların arasında da çokça tartışılan bir konu: Hakimler vicdanlarına göre mi karar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Rachel Marsden