menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nafaka Kurumunun Hukuki Niteliği ve Sosyal Fonksiyonu

12 10
13.12.2025

Türk aile hukukunda nafaka, boşanma veya ayrılık sonrasında taraflar arasındaki ekonomik dengeyi korumayı amaçlayan bir kurumdur. Toplumda çoğu zaman tartışma konusu olmakla birlikte nafaka, herhangi bir "ceza" niteliği taşımayan; aksine sosyal adalet ve eşitlik ilkelerine hizmet eden hukuki bir düzenlemedir. Özellikle kadınların ekonomik hayata katılımı, gelir eşitsizliği, çocukların korunması gibi sosyal gerçeklikler, nafaka hukukunun sadece bireysel değil kamusal bir yönü olduğunu göstermektedir.

Türk Medeni Kanunu'nda (TMK) yer alan nafaka türleri; tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası şeklinde sınıflandırılır. Her biri farklı hukuki amaçlara hizmet etmekte olup, uygulamadaki güncel gelişmeler, içtihatlar ve ekonomik şartlar nafaka kurumunu dinamik bir alan hâline getirmektedir.

Tedbir Nafakası: Boşanma Sürecinde Geçici Koruma

Boşanma davasının açılmasıyla birlikte hâkim, TMK m. 169 uyarınca tarafların barınma, geçim, çocukların bakım ve korunmasına yönelik geçici önlemleri re'sen almakla yükümlüdür. Bu kapsamda tedbir nafakası, dava süresi boyunca tarafların ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla belirlenir.

Tedbir nafakası belirlenirken hâkim;

- Tarafların gelir ve gider durumunu,

- Sosyal yaşam düzeylerini,

- Ekonomik kırılganlıkları,

- Çocuğun yüksek yararını esas alır.

Güncel uygulamada mahkemeler, artan ekonomik koşulları ve hayat pahalılığını dikkate alarak daha gerçekçi ve sürdürülebilir tedbir nafakası miktarları belirlemektedir. Ayrıca son yıllarda Yargıtay, gelirini bilerek düşük gösteren veya kayıt dışı çalışan taraflar bakımından fiili yaşam standardının esas alınması gerektiğini vurgulamaktadır.

Yoksulluk Nafakası: Boşanma Nedeniyle Yoksulluğa Düşen Eşin Korunması

Yoksulluğa Düşme Şartı

Yoksulluk nafakası, TMK m. 175 kapsamında, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan eş lehine hükmedilir. Yargıtay'ın istikrar kazanmış kararları uyarınca "yoksulluk", kişinin asgari geçim koşullarını sürdüremeyecek oranda gelir kaybı yaşaması anlamına gelir. Mutlak yoksulluk aranmaz; ekonomik standartlardaki gerileme yeterlidir.

Kusur İlkesi

Yoksulluk nafakası alacak kişi, boşanmada ağır kusurlu olmamalıdır. Kusur değerlendirmesi somut olayın özelliklerine göre yapılır ve güncel içtihatlarda kusurun ekonomik şiddet, psikolojik şiddet veya sosyal baskı şeklinde dolaylı tezahürleri de dikkate alınmaktadır.

Nafakanın Süresi: Süresiz Nafaka........

© Hukuki Haber