Asgari Ücret, Asgari Yaşam: Kimler Geçiniyor, Kimler Sessizce Tükeniyor?
Merhaba, kıymetli okuyucularım,
Asgari ücret…
Kağıt üzerinde bir rakam. Fakat gerçek hayatta bir babanın, bir annenin, bir gencin, bir emeklinin geleceğe dair umutlarının, hayal kırıklıklarının ve çaresizliklerinin en kısa özeti.
2025 yılı için belirlenen 22.104 TL, devletin “bu kadar yeter” dediği, ama hayatın “asla yetmez” diyerek yüzümüze çarptığı bir sınır.
Türkiye’de asgari ücret artık yalnızca “ücret” değildir; bir rejimin, bir zihniyetin, bir ekonominin, bir tercihin aynasıdır.
Evet, tercih… Çünkü bu ülkede bugün emekçinin nasıl yaşayacağı bir tercihtir; kader değildir.
22.104 TL yalnızca bir rakam değil; bir terk ediştir.
Bu ülkede sabahın ayazında minibüse binen işçi, öğle arasında ücretine göre değil, fiyat etiketine göre yemek yiyebilen genç, kreş parasını ödeyemediği için işten ayrılmak zorunda kalan anne…
Hepsi aynı cümleyi kuruyor:
“Geçinemiyoruz.”
Ama hükümet hâlâ ısrarla “Tek zam yaptık, yeter” diyor.
Soruyorum:
Kime yeter?
Neye yeter?
Hangi eve yeter?
Bugün İstanbul ve Ankara’da ortalama kira 25 bin lirayı zorlarken, asgari ücreti 22 bin lira yapmak geçim değil; statik bir hesap hatasıdır.
Bu hata da ekonomik değil; sosyaldir, siyasaldır, insânîdir.
Hayat pahalılığı tek yönlü bir yol: Zam var, çözüm yok
Enflasyon, market raflarında bizimle dalga geçiyor.
Her üç günde bir yenilenen fiyat etiketleri, hayatın gerçek zam kararlarını açıkça ilan ediyor.
Hükümet “Tek zam!” diyor.
Hayat “Her gün zam!” diyor.
Enflasyonun bu hızında asgari ücretlinin maaşı yılın ilk çeyreğinde eriyor; ikinci çeyrekte yok oluyor; üçüncü çeyrekte borca dönüşüyor.
Artık insanlar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein