Öcalan realitesi!
Saray medyasının PKK Türkiye’den çekildi diye yorumladığı gelişmenin, gerçekle ilgisi olmadığı.. Ellerinde ağır silahlarla dağdan inenlerin SDG’ye katıldığı.. PKK sözcüsü Sabri Ok’un da “eğer Öcalan’a tecrit devam ederse Türkiye’ye döneceklerini” söylemesi..
Adını hala bilemediğim sürecin “nefes darlığı” çektiğini düşündürdü.
Tam da böyle bulanık bir havada Selahattin Demirtaş, Ruşen Çakır’ın deyişiyle sahalara döndü.
Önce yasaları, Anayasa değişikliğini falan beklemeden neler yapılabileceğini yazdı.
Mesela şöyle dedi:
“Bir otobüs dolusu genç Edirne’den, bir otobüs genç de Hakkari’den yola çıksa, Anıtkabir’de buluşup Türkçe ve Kürtçe bir kardeşlik bildirisi okusalar, bildiriyi Anıtkabir defterine de yazsalar.”
Futbol maçından konserlere, bir dizi -bence- naif örnek verdi.
Sanki o iki otobüs dolusu genç elele halaya dursa iklim birden Akdeniz olabilirmiş gibi..
Süreci başlatan Bahçeli’nin MHP’li ülkücüleri bile ikna edemediği bir siyasi atmosferde adım atılabilirmiş gibi..
Asıl önemlisi de iktidar Öcalan’ı devre dışı bırakarak sonuç alabilirmiş gibi..
Selahattin Demirtaş, birkaç gün sonra cezaevinden T24 için yazdığı yazıyla gündem oldu:
“Bilirsiniz, bazen kar yolları kapatır ve yüzlerce araç yolda kalır, peş peşe dizilik, konvoy halinde beklerler. Sizin aracınızın giremeyeceği yollara kar makinesi girer, risk alır, öncülük yapar, yolu açar ve kenara çekilir, siz devam edersiniz.
Sizler barışın, özgürlüğün, demokrasinin ve kardeşliğin yolcularısınız ve her daim yola odaklanmalısınız, açılan yoldan ilerleyebildiğiniz kadar ilerlemelisiniz. Zamanınızı, emeğinizi ve enerjinizi kar makinesini kurcalamakla harcarsanız, oyalanırsanız kar, yolları yine kapatır. Siz sürekli ileriye bakın, hızla hedefe doğru ilerleyin.
Ve merak etmeyin, kar makinesinin görevi budur. İşini yaptığı için zarar görmez. Ayrıca paniklemeyin, kar makinesinden makam aracı olmaz, limuzin........© HalkTV





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein