Hukuk devletinden rahatsız olmak
Hayatında bir kez bile hukuk mantığı ve süreci nasıl işler üzerinde düşünmemiş kişiler o sabah önlerine Danıştay 5. Dairesi’nin FETÖ’den ihraç edilen 414 hakim ve savcı hakkında göreve iade kararı vermesi ile ilgili bir haber düştüğünde küçük dillerini yutacak gibi oldular. Sonra yutmaktan vazgeçip yutak borularında ne varsa bizim önümüze çıkarmaya karar verdiler. Olaylar olayları kovaladı ve günün sonunda HSK göreve iade kararı verilen kişiler hakkında inceleme başlattı.
İsmail Saymaz’a konuşan bir Danıştay üyesinin aktardıklarından anlıyoruz ki, Danıştay’da söz konusu sosyal medya yaygaracılığının ve medya mensuplarının kestikleri ahkamın sonuçlarından endişe eden Danıştay üyeleri var ve kendilerini hem baskı hem tehdit altında hissediyorlar.
Çok doğal çünkü haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar.
Ben de öyle düşünüyorum.
Sosyal medyanın etkileşim tanrısına tapınan müritleri öyle bir hava estirdi ki sanki Danıştay darbe azmettiricisi Pensilvanya’daki zât video çekti diye böyle bir karar almış.
Öyle bir hava estirildi ki, sanki sadece 414 hakim ve savcı atılmış da Danıştay 5. Dairesi bir gece ansızın kafasına esip hepsini birden görevlerine iade etmiş.
Oysa gerçek bu değil.
HSK tarafından KHK ile ihraç edilen 4600 hakim ve savcı var, 2017’de dava yolu açılınca bu kişiler dava açıyor. Dava açanlardan 4186’sının açtığı dava reddedilmiş. Sebep FETÖ ile iltisak ve irtibata ilişkin somut bilgi ve belge olması.
Ancak 414 hakim ve savcı hakkında böyle bir somut delil ve veri yok. KHK’ya dayanak teşkil edecek bir veri olmadan ihraç edilmişler. Hatta yargılama aşamasında başta HSK olmak üzere belli kurum ve kuruluşlara irtibat ve iltisaka dair somut verilerin bulunup bulunmadığı sorulmuş. Davacılarla ilgili bir bilgi veya belge sunulmamış ve doğal olarak bu kişiler ya beraat etmiş ya da haklarında takipsizlik kararı verilmiş. Danıştay da normal bir hukuk devletinde olması gerekeni yaparak bu kişilerin görevden çıkarılmalarını düzenleyen kararları iptal eden kendi hükmünü vermiş.
414 kişi hakkına bir defada alınmış bir karar söz konusu değil. Yılları kapsayan bir durum söz konusu.
Yani “Amanın konjonktür değişti Sevim koş" türünde siyasi bir okuma sonucunda yapılmış bezirganlıklar söz konusuymuş gibi davranmaya gerek yok. Bu tür mugalataya dair şüphelere mahal bırakmayacak kadar ‘normal’ bir hukuki bir süreç var.
Ama artık normallikten, hukuktan da mı rahatsız olunuyor, bakınız o kısmı belli değil.
Sayıları da tekrar hatırlatalım. En başta haklarındaki ihraç kararına karşı dava açan 4600 hakim ve savcı var. Yedi yıl içinde........© Habertürk
visit website