“Ben ancak muallim olarak gönderildim”
Sümeyra öğretmen staj yapmak üzere gittiği okulun müdürünün odasındaydı. Kendisini tanıttı.
Müdür elli yaşlarında babacan bir idareciydi. Genç öğretmenin meslek hayatındaki bu ilk günde ona çok yerinde ve unutamayacağı bir hatırlatmada bulundu. Staj sırasında hangi hocaların kendisine rehberlik edeceği bilgisini verdikten sonra, “Bazen seni çok yoran, sabretmeni gerektirecek durumlarla karşılaşabilirsin. Her mesleğin kendine göre bir takım zorlukları vardır elbette. Öğretmenlik mesleğinin de sürekli dikkat isteyen ve emek vermek gerektiren yorucu yönleri vardır. Fakat unutmamalısınız ki siz herhangi bir mesleği yapmayacaksınız. Hz. Peygamber s.a.s Efendimiz, ‘Ben ancak muallim olarak gönderildim’ buyuruyor. Siz peygamber mesleği yapacaksınız!”
Mesleğe ilk adım attığı günde yapılan bu güzel hatırlatma Sümeyra öğretmen için hazine değerindeydi. Artık canını sıkan her durumda ve kendini yorgun hissettiği anlarda Efendimiz’in o mübarek sözünü hatırlayıp rahatlayacaktı.
…
24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle unutulmaz öğretmen hatıraları çıkıyor karşımıza. Kısa bir süre önce dostum ve mesai arkadaşım Mehmet Şahin beyden göz yaşlarıyla dinlediğim ve yazması için istirhamda bulunduğum aşağıdaki satırları bir öğretmenler gününde dikkatlerinize sunmak, bütün öğretmenlerimizi rahmet ve şükranla anmak istedim…
…
Bir Öğretmenin Elinden Giydirilen Çorap
Bir insan sadece doğduğu topraklarla değil, ona dokunan kalplerle büyür.
Ve bazen bir öğretmen, bir çocuğun kaderine rabıta kuran en sessiz dua olur.
Benim için o dua, Elazığ’ın Keban ilçesine bağlı Topkuran köyünün rüzgârında, dağ yollarında, Fırat’ın serin nefesinde yazıldı.
Adı: Fahrettin Aslan.
Köyümüzün yolu, yedi buçuk saatlik bir yaya menzilinin ardında saklıydı.
Atın eşeğin yol alamadığı; kayalıklardan tutuna tutuna, derelerin azgın akışından ürke ürke geçilen, yanlış bir adımda Fırat’ın bağrına düşülebilecek bir coğrafya…
45–50 yıl öncesinden bahsediyorum.
Elektriğin olmadığı, yakın köyün öğretmeninin dağda donarak hayatını kaybettiği kadar ıssız, kaderle baş başa bir çocukluğun dünyası…
O dünyada beş yaşındaydım ve tek bir kelime Türkçe bilmiyordum.
Kürtçe konuşan, yoksulluğu iliklerine kadar yaşayan bir çocuktum.
Ama gönlümde millet sevgisi, vatan sevgisi, Türk–Kürt ayrımı tanımayan bir kardeşlik hissi, Allah’ın lütfuyla kıpır kıpırdı…
Bu duyguların ilk kıvılcımını yakan kişi, işte o köye gelen öğretmendi:
Fahrettin Aslan.
KÖYÜMÜZE GELEN IŞIK
Bingöl’den tayin edilen genç bir karı–koca…
Emine yengem, küçük Haluk, sonra dünyaya gelen Tülin…
Bir öğretmenin evinde büyüyen bir öğrenci değildik sadece; bir ailenin içine alınmış, şefkat ve rikkat ile yoğrulmuş çocuklardık.
Okulun lojmanına her adım attığımda sanki başka bir medeniyet........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein