Devlet yapınca adı “şans oyunları”, başkaları yapınca “kumar ve bahis” oluyor.
Aynı fiil, aynı sonuç, aynı toplumsal etki…
Değişen tek şey, yetkinin ve gelirin kime ait olduğu.

Bu çelişkinin sahadaki karşılığını görmek için uzun analizlere gerek yok; sınır kapılarına bakmak yeterli.

Kıbrıs’a gidin.
Batum’a gidin.
Edirne’nin sadece 10 kilometre ötesindeki Bulgaristan’ın Svilengrad kentine uğrayın.
Yunanistan, Kuzey Makedonya ya da Romanya’daki herhangi bir casinoya girin.

Karşınıza çıkacak manzara şaşırtıcı değil, ibretliktir:
Casinoların müşterilerinin yüzde 70–80’i Türk.
Otoparklardaki araçların yüzde 80’i Türk plakalı.

Bu tablo çok net bir gerçeği haykırıyor:
Türkiye’de kumar bitmemiştir; yalnızca komşu ülkelere ihraç edilmiştir.

Yasaklanan Kumar, İhraç Edilen Döviz

Türkiye’de “ahlaki gerekçelerle” yasaklanan kumar faaliyetleri, sınırın birkaç kilometre ötesinde serbesttir. Sonuç ise ağırdır:

– Milyarlarca lira döviz yurtdışına çıkmaktadır.
– Türkiye bu paradan tek kuruş vergi alamamaktadır.
– Kumar bağımlılığı, kara para ve aile yıkımı denetimsiz alanlarda büyümektedir.

Yani yasak, sorunu çözmemiş; sadece kontrolsüz, vergisiz ve daha tehlikeli bir alana taşımıştır.

Aynı........

© Habererk