menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Benim ineklerim vardı!

27 10
08.04.2025

Haydi gençler tarlaya!

“Kentsel dönüşüm” için önce “kırsal dönüşüm”.

Vah benim ineklerim!

Ben köyden evlendim.

Hanım köylüyüm” yani.

O zamanlar, yani 34 sene evvel köyümüzün yaz- kış nüfusu 200’ün üzerindeydi.

Şimdi 9 kişi!

Köylülerimizin büyük bölümü vefat etti, kalanların bir kısmı başka diyarlara gitti, bir kısmı da en yakındaki kasabaya yerleşti.

Köyümüzü aşağı yukarı terk etti.

Bizim köyümüzde bir imam ile bir muhtar vardı.

Namazların yüzde 99’unu cemaat yokluğundan tek başına kılan İmamımız evlendi.

Tayini çıktı.

Gitti.

Kamu otoritesini temsil eden tek yetkili muhtarımız.

Bizim memlekette tam 50 bin 370 muhtar var.

Onlardan biri de köyümüzde.

Ne mutlu bize.

Kastamonu’nun orman köylerinden bizim köyümüz.

Ekilecek biçilecek arazisi fazla olmasa da, 200’ün üzerindeki nüfusu artı büyükşehirlerdeki köylülerimizi besleyecek kadar ürün alınırdı o vakitler.

Hatta artan ürün satılırdı.

Hemen her hanede küçükbaş, büyükbaş hayvanlar vardı bir zamanlar.

Kümes hayvanları vardı.

Hindiler, kazlar ve ördekler köy yollarında pek havalı dolaşırlardı.

Birçok tavukla birlikte gezen ve aralarındaki adaleti pekâlâ sağlayan ne yaman horozlarımız vardı.

Şimdilerde hiçbir şey kalmadı desem yeridir; üç hane var, birkaç büyükbaş hayvanla çarkı döndürmeye çalışan…

Bu üç aileden ikisi tarlaya da gidiyor; ekme biçme işlerini güç bela sürdürüyor.

Bel ağrıları, sırt ağrıları, kemik erimeleri sürekli şikâyetleri.

Yaşlılıkta büsbütün güç oluyor bu işler.

Gençler, “Bırakın işi gücü, muhtaç mısınız? Emekli maaşlarınız var, yetmiyor mu?” deseler de…

Nesillerin gelip geçtiği son birkaç evin bacası tütmesin mi, üç beş hayvan olsun kalmasın mı?

Bizim orada Aşağı Pazar var, Perşembe günleri civar köylülerin toplandığı yer.

Oralardaki her beş kişiden üçü emekli.

Aşağı Pazar yolunun her iki yakasında sıra sıra kahvehaneler dizili.

En güzel iş orada, en büyük sektör!

Pazarımızda yöresel ürünler pek az, olanlar da uzaklardan geliyor.

Üreten yok gibi, köylerimiz artık birer mezra gibi!

Arada bir oralara gelen şehirliler, “ Geçinmek çok zor, en düşük kira 25 bin lira olmuş!” diye dert yanıyorlar.

Yanıyorlar da…

Üst........

© Haber7