menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Millet, devlet, sekülerizm ve uluslararası bağlam

4 12
01.08.2024

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bulunan ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya, mezhepleri farklı olsa da halkı Hristiyan olan ülkelerdir. Bu ülkelerin tarihinde ruhban sınıfının ve serveti tekeline alan kilisenin, sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda tahakkümü görülür.

Dolayısıyla Batılılaşma, modernleşme ve sekülerizm, ruhban sınıfını iktidardan uzaklaştırma ve itildiği muhalefette iradesini sınırlama operasyonudur.

SİYASAL MERKEZİ ELE GEÇİRME

İngiltere’de demokratik bir parlamenter sistemin ortaya çıkışı burjuvazi ile aristokrasinin işbirliği ile mümkün olabilmiştir. İngiltere’de bu iş birliği sayesinde devlet sınırlandırılmış ve bireysel özgürlükleri ihlal etmeyen bir demokratik çizgi tesis edilebilmiştir. Fransa’da ise devrim, ruhban sınıfı, aristokrasiye ve bürokrasiye (devlet seçkinlerine) karşı köylülerin ve burjuvazinin ittifakı ile gerçekleşmiştir. Bu işbirliği ise görece istikrarsız ve dahası merkeziyetçi ve jakoben bir siyasal sistemin gelişimine katkı sağlamıştır.
Bir İslam ülkesi olan Türkiye’de ve diğer İslam toplumlarında hiçbir zaman ruhban sınıfı olmamıştır. Osmanlı’da devletin sahibi olan ve onu yöneten hanedan, bir trene bindirilip gönderilebilmiştir. İslam medeniyetinde, yönetenin de yönetilenin de iradesi, İslam hukukuyla sınırlıdır. Osmanlı’nın yükseliş döneminde kalemin (eğitimin ve yargının) ve kılıcın (askerin) halkın elinde olduğu görülür.

Osmanlı’da Batılılaşma, modernleşme ve sekülerizm, devlet seçkinlerinin, sivil - askeri bürokrasinin dünya güçleriyle ittifak kurarak hanedan ve halkı karşısına alması şeklinde gerçekleşmiştir. Kalem ve kılıç ittifakı demek olan sivil asker bürokrasi ülkeyi yönetmektedir; millete dünya güçlerinin belirlediği vaziyet ve istikamette modernleşmeyi, sekülerleşmeyi dayatan bürokrasi kendisi için vardır artık.

Bu yüzden Osmanlı için modernleşme, sözkonusu Batılı Hristiyan ülkelerden farklı olarak çöküş olmuştur; cumhuriyet için de yükseliş olamamaktadır. Sık sık askeri darbelerle yönetilen Türkiye’de siyasal merkezi, milliyetçilik, halkçılık tezlerinde iddia edildiği gibi sosyolojik merkez........

© Haber7


Get it on Google Play