Adım Adım Arz-ı Mevud
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla TBMM’de yaptığı konuşmasında; İsrail'in “vadedilmiş topraklar” hezeyanıyla hareket ettiğini, eylemlerini bu amaçla Lübnan’a taşıdığını ve İsrail’in bu saldırganlığının Türkiye’yi de kapsadığını söyleyerek, İsrail’in Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yerin Türkiye toprakları olacağını söyledi. Devletin en tepesindeki ismin ağzından çıkan bu sözler, ülkenin fiili bir düşman tehdidi altında olduğunun birinci ağızdan beyânı olmanın dışında, kimin tarafından söylendiği dikkate alındığında, “Seçmeni konsolide etmek için söylenmiş basit bir iddia” olarak görülemeyecek bir ciddiyeti içeriyordu.
Bu değerlendirmeler hakkında farklı cenâhlardan eleştiri veya destek mahiyetli epeyce kritik yapılsa da, hiç kimsenin dikkat etmediği bir durum vardı aslında. Yahudilerin Arz-ı Mevud olarak bilinen genişleme ideallerinin İsrail’i yönetenlerce bir vizyon olarak hayata geçirilmeye çalışıldığı gerçeği, ilk defa bir cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmiş oluyordu. Başka bir ifadeyle söylemek gerekirse; Arz-ı Mevud’un Türkiye açısından bir risk ve tehdit oluşturduğu gerçeği, ilk defa resmen kamuoyu nezdinde ifâde edilmiş oluyordu.
Merhum Erbakan, bütün siyasi hayatı boyunca, mesaisinin önemli bir bölümünü Siyonistlerin insanlığı tehdit eden örtük planlarını anlatmaya adamıştı. Siyonistlerle ilgili uyarıları “Bir İslamcının komplo teorileri” denilerek hep küçümsenmiş, alaya bile alınmıştı. Bugün geldiğimiz hazin noktada, merhumun Siyonist Yahudilerle ilgili ön görülerinin bir bir sahneye konulması veya bunların insanlara artık daha inandırıcı gelmeye başlaması, kaderin kendi hükmünü icrâsından başka bir şey olmasa gerek. Özellikle de Arz-ı Mevud mevzusunda …
***
Yahudi dinini diğer dinlerden ayıran iki temel düşünce var; biri Arz-ı Mev’ud, diğeri de Yahudilerin seçilmiş kavim olduklarına duydukları inanç. Bu ikisi Yahudilikte birbirinin mütemmim cüzüdür, yani birbirinin tamamlayıcısıdır. Başka hiçbir dinde olmayan ve Filistin merkezli bir coğrafyanın sonsuza kadar İbrahim ve onun soyundan gelenlere verildiği iddiasından ibaret olan Arz-ı Mevud düşüncesi, Yahudiliğin yazılı kutsal metinleri olan Tanah’ta farklı isimlerle anılır. Yahudiler; Kenan Diyarı Ülkesi, Haeretz ve Eretz İsrael kavramları arasından en çok sonuncusuna itibar ederler.
Yahudilere toz kondurmayan içimizdeki kimi Yahudiseverler kabul etmek istemese de Yahudiliğin kutsal metinlerinde, Tanrı tarafından belirli bir toprağın İsrailoğullarına verilmiş olduğunu anlatan son derece açık ve güçlü ifâdelere yer verilir. Bu arada, Yahudilerin kutsal metinlerinin yazılı ve sözlü olarak ikiye ayrıldığını, yazılı metinlere Tanah (Eski Ahit), sözlü metinlere ise Talmut denildiğini belirtmekte yarar var. Tevrat’ın ise, Tanah’ın içinde yer alan sadece ilk beş kitabın genel ismi olduğunun da altını çizmek gerekir.
Yahudilerin ilk İbrani atası olarak kabul ettikleri Hz. İbrahim, Harran’ı terk ederek Kenan’a gitmiş ve Tanrı’dan “Bu ülkeyi senin soyundan gelenlere vereceğim.” şeklindeki vahyi almıştır. İfâdeden de anlaşılacağı üzere, Tanrı’nın bu sözleri vaat niteliğini taşır. Bu vaadın benzeri başka........
© Haber Vakti
visit website