menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adil devlet, Haydut devlet, Oyuncak devlet!

432 0
16.12.2025

Bize devletlerin türlerini rejimleri ile, büyüklüklerini toprak, nüfus ve ekonomisi ile sınıflandırarak anlattılar. 1648’den beri de “ulus devlet” safsatası ile oyalanıyoruz. Oysa devletin varlık ve meşruiyetinin temeli adalet değilse, gerisinin pek bir anlamı ve değeri yoktur. Adalet yoksa barış da yok, adalet ve barış yoksa hiçbir özgürlüğün değeri yoktur.

Kategorik olarak devletler, Üniter devlet, Birleşik devlet, Monarşik (Mutlak ve Meşruiti) devlet, Cumhuriyet, Demokratik Devlet, Otoriter / Totaliter devlet, Laik devlet, Teokratik devlet diye kategorize edilir. Hatırlayın, İsrailoğulları’nın ön gelenleri, Tanrı / Kral Goliath’a karşı savaşmak için İşaya peygambere gelirler ve ondan kendilerine böyle bir orduya komuta edecek, ya mucizeler gösterecek peygamberler soyundan birini, ya da savaşın bütün ayrıntılarını bilen, tecrübe sahibi kurmay birini bize söyle dediler. Bir gün sonra onlara, “içlerinden biri” olan Talud’u işaret etti. Ama o ne mucizeler gösterecek Peygamberlerle bir soy bağı vardı, ne de kurmaydı! Bilgili, dürüst ve cesur biri idi, ehliyet ve liyakat içinse bu yeterli idi.

Yine hatırlayın, Hz. Ömer Halid bin Velid’i niye azletmişti. Müslümanlar zaferi neredeyse Allah’tan değil, Halid b. Velid’den bekliyor olacaklardı değil mi? Bizim bu günkü aklımızla, Halid’in geçmişine bakarak biz onu İslam ordularına komutan seçmezdik, seçtiyseniz de hiç yenilgi almayan, her savaştan zaferle dönen bir komutanı görevden azletmezdiniz. Siz partinize nasıl bir genel başkan, Holdinginize nasıl bir yönetici, STK’larınıza, Sendikalarımıza, odalarınızı yönetsin diye nasıl birini arıyorsunuz?

Peygamberler ve Krallar tarih boyunca hep savaş halindeydiler. Son 1000 yıla bakın. Hep peygamberler mi kazandı. Manevi anlamda evet kaybeden peygamber yoktur, ama maddi anlamda birçok peygamber “başarılı” değildi. Hz. Nuh, Hz. Lut, Hz. İsa, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya. Sonuçta ya Allah bizleri mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan etmektedir, savaşın sonucunu belirleyen komutanın devlet adamının zekâsı ya da Kılıcı’nın keskinliği değil, toplumun liyakatidir.

Bizim her halükârda ve her ahvalde iyi bir komutana sahip olmamız ve kılıcımızın keskin olması ve daha önce de o kılıcı elinde tutanın terazisinin adaletten ve istikametten sapmaması gerekir.

Adil bir devlet, sadece kendi yönetimi altında olanlar için değil, komşuları, iyi ilişkiler kurduğu devletler ve kendine ihtiyaç duyan ülkeler ve halklar için de rahmet vesilesidir. Adil devlet, Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olan devlettir. Allah (cc) onlar eliyle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.

Haydut devlet, zalim devlet İlahlık ve Rablik taslayan devlettir. İnsanın temel hak ve hürriyetlerine müdahale eden devlettir. Öyle bir devlet zalim devlettir. “Zulüm nedir?” derseniz, “zulüm, adaletin yokluğudur!”. Adil devlet, kendi ırkı ya da dininden olsun ya da olmasın, kendi tebaasından birinin kendi ülkesinde ya da başka ülkede birinin malına, canına, namusuna, aklına, inancına ve nesline yönelik bir tehdit oluşturmuşsa, zarar vermişse onu cezalandıran devlettir. O devletin adının ne olduğu önemli değil kral soyundan mı geldiği önemli değil. Önemli olan adil, akıllı, dürüst, bilgili ve cesur olmasıdır.

Soy bağı ile iktidara gelip, iktidarını korumak için kardeşlerini katleden krallar yok mu? “Mahkemeyi kadıya mülk sayanlar” makamlarını sürekli kılmak için........

© Haber Vakti