menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

3 Değil 1!

234 0
01.12.2025

“Dinlerarası diyalog” dedikleri şey, “Nesnelerarası iletişime” benziyor. Hani insan, hayvan ve makineyi net bir ağ (network) üzerinde eşitlemek istiyorlar ya. Şeytani bir planla Müslüman, Hristiyan/İsevi, Musevi/Yahudi’yi tek bir potada eritip ondan yeni bir din çıkarmak istiyorlar. Tabii o dinin merkezinde Yahudilik olacak, diğerleri de ona entegre edilecek. Bu plana göre, bu zincire bağlanmayanların zaten yaşama hakkı yok, onlara bir bakıma Gazzeli’lere davrandıkları gibi davranacaklar.

Aslında üç din yok, tek din var. Başka dinlerle sentezlenmiş bir din arıyorlarsa, Hinduları ve Budistleri yanlarına alabilirler. “İbrahimi dinler” diye de bir şey yok. Hz. İbrahim de, tıpkı Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. Musa, Hz. Davud, Hz. İsa gibi Müslümanlardandı. Biz “Muhammedi” değiliz, biz de diğer peygamberler gibi Müslümanız. Hz. Adem nasıl ilk peygamberse, Hz. Muhammed de hatemü’n-nebi’dir. Diğerlerinin takipçisi ve doğrulayıcısıdır.

Hz. İsa yaşarken “Ben Rabbinizim, İlahınızım” demedi haşa. Zaten Hz. İsa aleyhisselam, Beniisrail peygamberlerindendi. Ne Hz. İbrahim ne de onu takip edenlerden hiçbiri “Ben Rabbim” demedi. Yahudilerin “seçilmiş kavim” olma iddiası, onları haşa “Allah’ın ailesi” olmak gibi bir sapkınlığa sürükledi ve mesela Babil dönüşü Tevrat’ı yeniden tedvin eden Hz. Üzeyir’e “Üzeyir Allah’ın oğlu” dediler. Hz. İsa’ya uluhiyet isnat edenler de bu sapkınların izinden gidenlerdir.

Hz. İsa Mesih’in risaletine iman eden ilk Müslümanların en tanınmışları Ariusçu’lardı. Bunlar, Hz. İsa’dan 325 yıl sonra gerçekleştirilen İznik Konsülü’nde Teslis (Üçlü Birlik) inancı resmî doktrin olarak kabul edildi ve tek Allah’a inanan, İsa’yı Mesih ve peygamber/Allah’ın kulu olarak gören Hristiyan topluluklar sapkın/heretik topluluklar olarak kabul edildi ve aforoz edildiler.

Yani ne Rab’lik iddiası, ne Teslis, ne çarmıha gerilme iddiası, Hz. İsa yaşarken söz konusu değildi. Hristiyanlık, Hz. İsa’dan yarım asır sonra Hatay’da ortaya çıktı. Hz. İsa o günkü Müslümanları tevhid inancına çağırıyor, onlara rehberlik, muallimlik yapıyor, diğer resuller gibi onları Allah’a, resule ve kitaba çağırıyordu. Hz. Muhammed de demedi mi: “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” diye. Hz. İsa da güzel ahlak örneği olarak toplumu terbiye etmeye çalışan bir mürebbiydi. Buradan galat bir şekilde Rab’lik isnat edildi.

Arius, İskenderiye (Mısır) kökenli bir rahipti. Ariusçular (Arians) sadece Allah’ın (c.c.) ezeli ve ebedi olduğuna, Hz. İsa’nın Allah tarafından yaratıldığına, (Haşa) Allah’ın oğlu değil, yüce bir kulu ve peygamberi olduğuna iman ediyorlardı. Mesih olarak da “Kutsal bir Ruh” taşıdığı kabul ediliyordu ve onun da atfet-i ilahiye olarak Hz. İsa’ya ikram edildiğine inanıyorlardı.

Teslis inancı, Bizans ve Roma’nın baskısıyla şekillenen politik Hristiyanlık’tır, Hz. İsa’yla ve onun şeriatıyla alakası........

© Haber Vakti