TÜRKİYE VE İZMİR YANARKEN, GİTAR ÇALIP SAÇLARINI TARAYANLAR
Türkiye yanıyor. İzmir yanıyor!
Sadece ormanlar değil; adalet, merhamet, vicdan, emek, umut da yanıyor.
Ama ne gariptir ki bu “yangının” ortasında hâlâ sahne ışıkları açık, mikrofonlar çalışır durumda, gitarlar akortta…
Ve “bazıları” hâlâ “saçlarını tarayıp poz vermekle” meşgul.
Bugün ülkede yaşananlar bir yönetim krizi değil yalnızca; bir vicdan krizi, bir ahlak erozyonu, bir toplumsal kopuş halidir.
Emekçinin alın teri görmezden gelinirken, gençler geleceğini valizlere sığdırmaya çalışırken, emekliler hayatta kalma mücadelesi verirken; iktidar da muhalefet de kendi konfor alanlarını terk etmemekte ısrarcı.
İzmir özelinde yaşananlar ise bu çürümenin vitrini gibi.
Bir zamanlar emeğin, özgürlüğün, laikliğin ve sosyal demokrasinin simgesi olan bu kent, bugün liyakatsizliğin, umursamazlığın ve yönetim körlüğünün en korkuncu da ayrımcı nepotizmin kıskacında. İletişimden kaçan, eleştiriyi hakaret sayan bir zihniyet oturuyor başkanlık makamında, üstelik ben dahil İzmirliler oy verdi demokrat sandığımız şahsa!
Belediyecilik; hizmet üretmekten çok algı yönetimine, sorun çözmekten çok vitrin süslemeye indirgenmiş durumda.
Emekçiler hak aradığında “sorun çıkaran” ilan ediliyor.
Basın soru sorduğunda kapılar kapanıyor.
Eleştiri, düşmanlık sayılıyor.
Demokrasi ise sadece seçim dönemlerinde hatırlanan bir kelimeye dönüşmüş durumda.
Haklarını insanca alamadıkları için demokratik eylem diyen emekçilere “gereğini yaparım” diyen sözde demokrat bir belediye başkanı, basınla iletişime despotça........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar