ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ; İNSANLIK HİKÂYESİNİN VAZGEÇİLMEZ KAVRAMLARI
Özgürlük ve demokrasi, insanlık tarihinin en çok tartışılan, en çok savunulan ve en çok uğruna mücadele verilen iki kavramıdır. Ancak bu iki kavram, zamanla değişime uğramış, toplumların değer yargılarına, tarihsel bağlamlara ve güç dengelerine göre farklı biçimlerde yorumlanmıştır. Özgürlük bireysel ve toplumsal bir hak olarak şekillenirken, demokrasi ise bu özgürlüğün korunması için kurulan bir mekanizma olarak varlığını sürdürmüştür. Özgürlük, ilk bakışta mutlak ve sınırsız bir kavram gibi görünse de, toplumsal yaşam içinde kaçınılmaz olarak sınırlandırılmıştır. Rousseau’nun dediği gibi, "İnsan özgür doğar ama her yerde zincire vurulmuştur." Bu zincirler bazen kanunlar, bazen ahlaki değerler, bazen de kültürel normlar olabilir. Ancak, özgürlüğün en büyük paradoksu, herkesin mutlak özgür olduğu bir ortamın, güçlü olanın zayıfı ezdiği bir anarşi düzenine dönüşebilme ihtimalidir. İşte tam da bu noktada demokrasi devreye girer.
Demokrasi, halkın kendi kaderini tayin etme hakkını kullanmasını sağlayan bir yönetim biçimidir. Ancak demokrasi sadece çoğunluğun yönetimi değildir; aynı zamanda azınlık haklarının, bireysel........
© Günışığı Gazetesi
