“O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (onlara): "İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!" denilecek.” Tevbe, 35. ayet

Benim çok sevdiğim bir din insanıdır R. İhsan Eliaçık. Birçok ezberi bozmuştur. Hatta kendisi için Komünist İmam derler. Ki öyledir de. İslam'ın sosyalizme yakınlığından dem vurur sürekli ve İslamiyet'in bize öğretilen, dayatılan gibi olmadığını gücü yettiğince anlatır. İhsan Hoca'nın İslam'ı "ezber bozan" türdendir. Biraz incelerseniz gerçek İslam'ı görebilirsiniz. İslamiyet sadece bir din değil aynı zamanda bir devlet programıdır da ve "eşitlikçi" bir anlayışa sahiptir. Bu manada da İslamiyet ile Sosyalizm'in tabanda birleştiği çok sayıda nokta vardır.

İhsan Hoca'nın yaptığı bir açıklama var örneğin, der ki, Kur'an'da adı belli olan 5 ceza vardır. Birincisi öldürmek, ikincisi çalmak, üçüncüsü iftira atmak, dördüncüsü zina etmek ve beşincisi ise kenz yapmak. İlk dördünü biliyoruz da "kenz" ne demek? İşte bu kenz, bizlere "öğretilmeyen", bizlere "gösterilmeyen" İslam'ın bir parçasıdır. Kenz yapmak, insanların ihtiyacı varken kendine hazine biriktirmek hele ki başkaları ihtiyaç halindeyken bunu yapmak. Ve Kur'an'da cezası olan bir davranış kenz yapmak.

Tevbe suresi 35. Ayet'te geçtiği gibi, "O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (onlara): "İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!" denilecek." diyor Allah. Peki sözde iman edenler ne yapıyor? Bu ülkenin Diyanet'i ne diyor? Bizlere din diye ne anlatılıyor? Siz hiç Diyanet'in kenz yapmak ile ilgili bir hutbesini, fetvasını duydunuz mu? Diyanet İşleri Başkanı'nın ağzından hiç "kenz" lafı çıktı mı? Hadi Diyanet'i geçelim, çevremizdeki "inananlardan" duyduk mu bunu? Beş evi, on evi olanlar, kışlığı ayrı, yazlığı ayrı olanlar, defalarca umreye, defalarca hacca gidenler, sürekli biriktirenler, altın-gümüş yığanlar, ihtiyacı olmadığı halde biriktirenler, yastık altlarını dolduranlar hangi dine mensup acaba? İnançlı olmak sadece 5 vakit namaz kılmak mı? İnançlı olmak hacca gitmek mi? İnançlı olmak saçını örtmek mi?

Bu ülke yoksulluktan kırılıyor. Komşuları açken tok yatanların ülkesi olduk. Hangi cuma hutbesinde "fakirlere yardım edin" lafı geçti bugüne kadar? Ya da hangi cuma namazı çıkışı "camiye yardım" değil de "fakire yardım" denildi? Hangi mahallede hasta birinin ilaçları alındı? Hangi köyde fakir bir çift evlendirildi? Hangi ihtiyaç sahibinin kirası ödendi, elektriği, suyu açıldı?

Bize öğretilen, dayatılan din ile gerçek din arasında dağlar kadar fark var. Peki biz kime inanacağız? Vakti zamanında "sümüklü" bir hocanın peşinden gidenler gibi şimdi de başka "hocaların" peşinden sürüklenenlerin dinine mi inanacağız yoksa okuyup, araştırıp, kendi aklımızla, araya kimseleri koymadan, yüce Allah'ın kelamına mı inanacağız? Zor olan ikinci dediğim. İlki en kolayı. Hacıdan, hocadan medet ummak, araya "aracı" koymak, Allah'ı inkar etmek hatta en çok tercih edileni. Zor olan ise gerçek dini yaşamak. Ne diyor çünkü orada? Biriktirmeyeceksin, paylaşacaksın, yardım edeceksin. Düzgün, dürüst insan olacaksın. Bunlar zor meziyetler. Herkesin sahip olabileceği şeyler değil. Zaten bunlara sahip olanların çoğuna bakınca, dinsiz insanlar. Acı ama gerçek bu.

Çevremizde okula aç giden çocuklar var, evini geçindiremeyen insanlar var, elektrik-su borcu olan insanlar var, evine kömür alamayan insanlar var, barınma sorunu olan, sağlık sorunu olan binlerce insan var. Onlar var iken hala biriktirmeye devam edenlere ne olacak? Cevabını yazının girişinde verdim: Tevbe Suresi, 35. Ayet. Allah hepimizin günahlarını af eylesin.

Benim çok sevdiğim bir din insanıdır R. İhsan Eliaçık. Birçok ezberi bozmuştur. Hatta kendisi için Komünist İmam derler. Ki öyledir de. İslam'ın sosyalizme yakınlığından dem vurur sürekli ve İslamiyet'in bize öğretilen, dayatılan gibi olmadığını gücü yettiğince anlatır. İhsan Hoca'nın İslam'ı "ezber bozan" türdendir. Biraz incelerseniz gerçek İslam'ı görebilirsiniz. İslamiyet sadece bir din değil aynı zamanda bir devlet programıdır da ve "eşitlikçi" bir anlayışa sahiptir. Bu manada da İslamiyet ile Sosyalizm'in tabanda birleştiği çok sayıda nokta vardır.

İhsan Hoca'nın yaptığı bir açıklama var örneğin, der ki, Kur'an'da adı belli olan 5 ceza vardır. Birincisi öldürmek, ikincisi çalmak, üçüncüsü iftira atmak, dördüncüsü zina etmek ve beşincisi ise kenz yapmak. İlk dördünü biliyoruz da "kenz" ne demek? İşte bu kenz, bizlere "öğretilmeyen", bizlere "gösterilmeyen" İslam'ın bir parçasıdır. Kenz yapmak, insanların ihtiyacı varken kendine hazine biriktirmek hele ki başkaları ihtiyaç halindeyken bunu yapmak. Ve Kur'an'da cezası olan bir davranış kenz yapmak.

Tevbe suresi 35. Ayet'te geçtiği gibi, "O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (onlara): "İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!" denilecek." diyor........

© Gazete Gerçek