YILGINLIĞA KAPILMAK
Bir şeyleri değiştirmek, yeniden yapılandırmak zorunda olduğumuzu ivedilikle fark etmeliyiz. Çünkü bu böyle gitmez. Eskiyle kıyaslayınca nostalji diyorlar; lakin birçok konuda geçmişle kıyaslama yaptığımızda işlerin iyi gitmediğini ayan beyan görebiliyoruz hem madden hem manen. Herkes mutsuz, herkes bir şeylerden şikayetçi. Çoğumuzun her alanda yaşam standardı oldukça düştü. Kendimiz de dahil toplumun her kesimini bir yılgınlık ele geçirmiş durumda. Bir toplumun başına gelebilecek en kötü şey bu atalet hali. Artık ataletten de öteye geçip kabullenilmiş çaresizlik haline gelmeye başladığını görüyoruz. Hepimiz endişeleniyoruz, kimsenin “Bana ne?” diye düşünmediğine eminim. Yine de vatandaş olarak kontrolü elimize alma konusunda baştan ayağa yılgınlığa gömülmüş durumdayız. İşte toplum olarak yolumuzu tıkayan en büyük engel de bu, yani kendimiziz. Belki de defalarca denedik ve kısa vadede sonuç alamadık, bu yüzden tekrar gayret etmeyi gözümüz almıyor. Ama en çok da kendimizi küçük görüyor ve bir işe yaramadığımızı düşünüyoruz. “Ben neyi değiştirebilirim ki?” kafasına büründük, bireysel çabalarımızın bir işe yaramadığına inanıyoruz. O ilk adımı atmayı hep öteliyoruz. Oysa bir şeyleri düzeltmek için çalışıp didinmeye başlamanın tam zamanı.
Nasıl ve nereden başlayacağımızı bilmiyoruz haliyle; çünkü sorunları erteleye erteleye iyice laçkalaştık. Sorunlu, el uzatılması gereken o kadar çok insan var ki (her birimiz de dahil) her yerden,........
© Gazete Gerçek
visit website