Otokrasinin kurumsallaşması
Anlaşıldığı kadarıyla önümüzdeki günlerde gerek Basın Kanunu gerekse de diğer birçok kanunda değişiklik yapan yasa teklifi, gazetecilerin ve gazeteci örgütlerinin tüm uğraşlarına rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'na getirilecek ve büyük bir hızla da yasalaşacaktır. Böylece zaten iyice daralan ifade ve iletişim özgürlüğü, basın özgürlüğü, sadece gazeteciler için değil tüm vatandaşlarımız açısından hapis ile sansür arasında tercih yapılacağı, “tamamıyla özgür” bir alan haline gelecektir. Sanki bu güzelim ülkede herkes, her an ve her konuda herhangi bir ifadede bulunduğu anda Rus ruleti oynayacak.
Haziran ayında bu konu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndaki bir arkadaşın gayretkeşliği ve iş birlikçileri vasıtasıyla ülke ve siyaset gündemine son geldiğinde, Medya Dayanışma Grubu öncülüğünde ülkenin önde gelen medya ve sivil toplum kuruluşlarının büyük çoğunluğunun iş birliği ile özellikle yerel medyanın ve örgütlerinin katılımıyla, yasa teklifini geçici olarak da olsa def edilebilmiştik.
Dezenformasyon bahane, amaç başka...
Arka planında ülke sevgisi ve iyi niyet değil otokrasinin kurumsallaşması olduğu apaçık olan bu yasa teklifi; tek adam rejimini, üç kurumu güçlendirerek, onları herhangi bir demokraside olması düşünülemeyecek yetkilerle donatmayı amaçlamaktadır.
Bu yasa, hedeflendiği gibi 4 Ekim’de TBMM Genel Kurulu'na gelmesi ve yine muhalefetin sesi de kısılarak 2-3 günde, yani hafta sonuna kadar yasalaşması durumunda, ifade ve basın özgürlüğü önüne şimdiye kadar tahayyül bile edilemeyecek bir duvar örecektir. Bu yasanın 29’uncu maddesiyle, “Halkı yanıltıcıyı bilgiyi alenen yaymak” gibi bir yeni suç tanımı oluşacak, bu kapsamda üç yıla kadar hapis cezaları verilebilecektir. Tanımı net yapılmamış, muğlak ifadelerle, tıpkı Terörle Mücadele Kanunu'ndaki "Muğlak ve muhalifse at torbaya" mantığıyla, istenilen herkesi susturma amaçlı bir “suç” anlayışıyla, neyin “dezenformasyon” neyin “doğru haber” olduğuna siyasi iktidarın karar vereceği bir yapılanmayla haber kriminalize edilecek, bilgi almak hak değil, suçlanma sebebi olacaktır.
Sadece basın değil, halk da susturuluyor
Sosyal medyada bu haberi paylaşan normal vatandaşlar, yasanın muğlak tanımlamaları yüzünden sırf paylaşımları ya da kullandıkları anahtar kelimeler nedeniyle “örgüt üyesi” olarak kabul edilip, 3 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasıyla karşılaşabilecektir. Elbette yasa tasarısında........
© Gazete Durum
visit website