İpteki cambaz
İlkeler, değerler, mütekabiliyet, karşılıklılık ve resmen şantaj. Gerek İsveç’in NATO üyeliği gerekse de Türkiye-NATO, daha doğrusu Türkiye-AB ilişkileri anlatılırken kullanma durumunda kalınan kelimeler. Durumun ne kadar karışık ve belki de içinden çıkılmaz duruma geldiği bu kelimelerden de belli.
Durum net aslında. Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini onaylamak için özellikle İsveç’in “müttefiklik ruhunu” sergilemesini, Türkiye’nin terörizm endişelerini anlamasını, gerek Fethullah örgütüne gerekse de PKK’ya karşı her türlü destekten uzak durmalarını, anti-terör yasaları yapmalarını, bu arada “terörist” ya da “terör örgütü üyesi” olduğunu iddia ettiği bazı kişilerin Türkiye’ye iade edilmelerine “evet” diyebilmesini ön şart olarak koşmaktadır.
İsveç ve Finlandiya tek pakette
Finlandiya açısından “hayır” oyu gerektirecek büyüklükte bir sorun görmese de Ankara, iki ülkenin “tek paket” olarak NATO’ya alınmaları istendiğinden o ülkenin üyeliği de sorunlu duruma gelmektedir. Nitekim Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, son açıklamalarında iki ülkenin NATO üyelikleri ayrılırsa Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO üyeliğine itiraz etmeyeceği mesajını vurguladı. İsveç ise Finlandiya’nın ayrı üyelik talep edecek kadar sabırsız olmadığını savunmakta.
Öte yandan, ABD aba altından sopa göstererek, resmen Ankara’ya “karşılıklılık” ilkesinin söz konusu olmadığı, Ankara’nın F-16 talepleriyle İsveç’in NATO üyeliği bağlantısı olmadığı bildirilirken, diğer yandan basına ve hatta Kongre’de yapılan yorumlarda Türkiye’nin İsveç’e karşı çıkmasının ortak ittifak savunmasına önem vermediği, savunma zafiyeti doğuracak bir gelişme olduğu, dolayısıyla F-16 satılmasının desteklenmeyeceği mesajları veriliyor.
“Frenemy” durumu endişe verici
S-400 ve F-35 krizinin de açıkça gösterdiği gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP ile MHP’nin Cumhur Koalisyonu hükümeti ABD ve Batı açısından artık makbul........
© Gazete Durum
visit website