Azerbaycan seferi
Heyetin büyüklüğü mesele olmuş bazı arkadaşlara. 200 kişilik bir gezi olmuş, büyük bir masraf yapılmış. Hikaye.
Dünyada Türkiye’den sonra, üstelik de “devlet başkanı” sıfatıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Azerbaycan devletinin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından resmi konutunda kabul edilecek ve bu olayı arkadaşlar masrafıyla konuşacak.
Hadi canım sende! Uğruna büyük bir direniş, onlarca can verilen, halkımızın büyük bir dava, özveri ile cemaatten devlete taşınmasını simgeleyen, adını nasıl söylerseniz söyleyin Kıbrıs Türk halkının devleti, tıpkı Azerbaycan’ın milli şairi Mehmet Emin Resulzade’nin dediği gibi “Bir kere kalkan bayrak, bir daha yere inmez!” Ateş şehri Bakü’de KKTC bayrağını Azerbaycan bayrağıyla yan yana görmek ne büyük mutluluktur.
Elbette eksiktir. Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıması yoktur ortada henüz. Şimdi olan “Varlığını kabul etme” aşamasıdır ki diplomaside anlamı vardır. Yarın umarız tanıma da gelecektir.
Amaç nedir? Kıbrıs Türk devletini ilerletmek mi, yoksa mevcut durumu hafifletmek, bu büyük merhaleyi tartışılır hale getirmek mi?
KKTC vardır, var olacaktır
Bir başka arkadaş, güya destek veriyor, devletin adını değiştirmek istiyor. Bir zamanlar Annan planında bahsedildiği gibi KKTC’yi bırakıp, “Kıbrıs Türk Devleti” olarak bağımsızlığımızı tanıtmaya girişelim diyor.
Kim tutuyor sizi? Annan planındaki isme basamak yaparak İslam Konferansı Örgütü ve Türk Devletler Teşkilatında “Kıbrıs Türk Devleti” adıyla “gözlemci üye” olundu. Ne fark var?
Romeo ve Juliet oyununda William Sheakespeare’ın yazdığı gibi “Bir isimde ne var?” Ha Ali Veli, ha Ali Veli. Yok kurucusuyla bağını kopartmak istiyorsanız KKTC’nin, adını ne yaparsanız yapın Rauf R. Denktaş “Son devlet kuran Türk lideri” olarak tarihe adını yazdırmıştır, değiştiremezsiniz. Beyler, KKTC vardır, hep payidar olacaktır. Adını da değiştirseniz, tarihi........
© Gazete Durum
visit website