Sürüklenen kayalar, zorunlu mesailer ve Sisifos'un inadı
“Hâlâ bu saçmalığı protesto etmek zorunda kaldığıma inanamıyorum.” Öfke seviyesine göre “bu saçmalığı” bölümünü, “bu haltı” ya da “bu boku” şeklinde tercüme etmek mümkün. Dünyanın farklı meydanları bu cümlenin kadınların arasında dolaştığı bol miktarda eylem görmüştür. Tıpkı “Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla” gibi bir kadının el yazısından kartona dökülmüş, ifadenin isabeti nedeniyle bir tohum gibi etrafa sıçramış olmalı.
İnsanlığın daima ileri gittiği savı, söz konusu hak ve özgürlükler olduğunda da aynı istikâmeti işaret ediyor yanılgısını doğruyor. Ne münasebet. Örneğin çalışan haklarındaki kimi kayıplar ya da eğitimin, sağlığın bu denli özelleştirilmiş olması ya da kapitalizmin atar damarı olan mülkiyet hakkının ihlal ediliş biçimleri, diyelim 90'ların başında kendini liberal olarak tanımlayanların düşlerinin de ötesinde bugün. Tüm bunların bu denli normalleştirilmiş olması düzenin başarısı.
Kişisel hak ve özgürlüklerin hudutları rejimlerin otoriter, faşizan, patriyarkal eğilimleriyle ayrıca biçimleniyor. Öyle bir zaman geliyor ki kadınlar açısından oy hakkı artık tartışılmaz olduysa da, 21. yüzyılda hâlâ kürtaj yasağına ya da kadına yönelik şiddete karşı meydanlara dökülmek gerekebiliyor. Mars'a turistik seferlerle, eğitim hakkından mahrum kız çocuklarının aynı anda bulunduğu bir gezegen burası, normal olan bu. Sermaye kendi coğrafyalarını ve tarihini yaratıyor.
Mitoloji dünyasının en meşhur karakterlerinden biri Sisifos olabilir. Öfkenin, vahşetin, intikamın, hırsın, her şeyin çok büyük olduğu bu âlemde aralardan sıyrılıyor Sisifos, çarptırıldığı ceza o kadar dokunaklı ve aslında biz fanilerin hakikatine o kadar yakın ki,........
© Evrensel
visit website