Büyük tablo, iki fotoğraf
Emperyalist büyük güçler arası ilişkilerde son on yılların en gergin dönemi yaşanıyor. Doğrudan ve dolaylı restleşmelere neredeyse her gün yenileri ekleniyor. “Savaşa hazırlık” sözcükleri, ABD’nin ve Batı Avrupa’nın emperyalist şeflerinin rutin açıklamalarının öncelikli cümlelerine yerleşmiş bulunuyor. Trump, 300 generalini topladı ve Savunma Bakanı Hegseth, “Düşmanlar toplanıyor, tehdit büyük. Çin'i caydırmamız gerekiyor. Savunmaya değil, savaşa hazırlanmalıyız” dedi. Trump, Putin ile Alaska’daki “barış gösterisi”nden sonra Rusya karşıtı kuşatma stratejinin yeni hamleleri için Avrupalı “ortakları”na ve Türkiye başta 8 “Arap ve Müslüman ülke”nin yöneticilerine yeni görevler verdi! Alman Başbakanı Merz, Almanya’nın “barışta değil savaşta olduğunu” açıkladı. Avrupa ülkelerinin semalarında “kaynağı ve menşei belirsiz dron filoları” dolaşıyor. Batılı emperyalistlerin yönlendirmesindeki Polonya, Estonya, Finlandiya, Norveç ve diğer birçok ülkenin yöneticileri, ipleri emperyalist şeflerin elinde olan oyuncak Ukraynalı gibi Rusya’ya karşı savaş çağrısı çıkarıp duruyor. Netanyahu yönetimindeki Siyonist barbarlık, Filistin’i yutmakla yetinmeyeceğini gösterir yayılmacı askeri stratejisinin Ortadoğu ölçekli olduğunu sakınmaksızın ilan ediyor. Netanyahu, Birleşmiş Milletler kürsüsünde, Suriye, Lübnan, İran, Yemen ve Gazze’de gerçekleştirdikleri suikast ve yıkımla övünüyor ve “Hizbullah’a karşı kazanılan zafer, kuzeydeki iki Arap komşumuzla barışı mümkün kıldı. Hamas’a karşı kazanılacak zafer ise Arap ve Müslüman dünyasındaki birçok ülkeyle barışı mümkün kılacaktır” diyor, teslim aldık ve alacağız demek istiyordu. En büyük ve “daima” garantisi vermiş destekçileri adına Trump, Beyaz Saray-Oval Ofis’te “ağırladığı” Erdoğan ve diğer “İslam ülkeleri” yöneticilerine, bu durumu kabullenmelerini içeren şartları dikte etti. Bir süre öncesinde de T. Barrack, “İsrail girmek istediği yere girer ve alır” mealinde sözler etmişti.
Donald Trump’ın, kabul törenlerinden birinde, Erdoğan’a, imzalatacağı yaptırımlar-tavizler paketini sunarken, “İşte böyle oluyor, her zaman olduğu gibi böyle oluyor” sözleri eşliğinde sandalye düzeltmesini, “Türkiye’ye ve eşsiz liderine verilen değer” olarak gören, yorumlayan ve gösterenler az olmadı. Ama nafile, “kazın ayağı”nın öyle olmadığı biliniyordu. Zira........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar