Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın bu dönemin kendisinin son cumhurbaşkanlığı dönemi olduğuna ve 2028’de aday olmayabileceğine dair açıklaması çok konuşuldu.

Sosyal medyada muhalif kamuoyu bu açıklamaları Erdoğan’ın yerel seçimde seçmenini “son kez” dedirtmeye yönelik bir duygusal şantaj olarak yorumladı. Ancak ben bu düşüncenin kesinliğinden o kadar emin değilim. Bu yazıda bunu iredelemek istiyorum.

Elbette muhalif kesimin Erdoğan’ın samimi olmadığına inanması için oldukça geçerli sebepler var.

Bir kere Erdoğan çok benzer açıklamaları partisinin üç dönem kuralı ile ilişkili olarak 2009 ve 2012’de de yapmıştı. Ancak sonra siyasete aynen devam etti.

Kendisinin nasıl iktidar odaklı, onun için her şey yapmaya hazır makyavelist bir siyasetçi olduğunu dikkate alırsak, bu açıklamayı da önümüzdeki yerel seçime dönük taktiksel amaçlarla söylemiş olabileceğini düşünmek o kadar yanlış bir akıl yürütme olmaz.

Ancak burada hesaba katılmayan bazı hususlar var.

Bunlardan en başta geleni Erdoğan’ın yaşlılığı.

Artık 70 yaşında olan Erdoğan’ın geçen yılki seçim sürecinde nasıl canlı yayın esnasında uyuduğunu ve bir programda aniden mide özsuyunun ağzına geldiğini hatırlayın. Kendisinin yürüyüşündeki ağırlaşma da artık oldukça göze çarpıyor.

2028 yılında 74 yaşında olacak olan Erdoğan’ın normal şartlarda ustası olduğu seçim kampanyalarının temposunu kaldırmakta artık zorlandığı belli oluyor.

Bu asla yabana atılabilecek bir durum değil.

İkinci husus ise zirvede bırakma motivasyonu.

Düşünün 30 yıl boyunca siyasi kariyeriniz seçim başarılarıyla dolu. Bu başarıların üzerine siyaseti zirvede bırakıp efsane olarak mı hatırlanmak istersiniz, yoksa bu kadar başarının üzerine son seçimde aldığınız ve muhtemelen son olduğu için hafızalara daha fazla kazınacak olan yenilgiyle mi?

Büyük devlet adamlarının tarihte nasıl hatırlanacakları konusundaki motivasyonları hafife alınmamalı.

Üçüncü husus da Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığının önündeki üçüncü dönem engeli.

Anayasaya göre Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için ya meclisin erken seçim karar alması gerekiyor ya da bir anayasa değişikliği. Cumhur İttifakı’nın hiçbirini tek başına yapma yetkisi yok. Dolayısıyla Erdoğan’ın tekrar seçilebilmesi üç büyük muhalefet partisinden en az birinin vereceği desteğe bağlı.

Bu, Erdoğan için aşılamayacak bir sorun değil ama gene de bir sorun.

Bu üç önemli hususa rağmen Erdoğan elbette ki 2028’de aday olabilir ve siyasi kariyerine devam edebilir. Ama hangi koşulda? Eğer kazanabileceğine inanırsa.

O noktada da işte önümüzdeki yerel seçim sonuçları önemli bir değişken olarak karşımıza çıkıyor.

Eğer önümüzdeki seçimde İstanbul ve Ankara Cumhur İttifakı’na geçerse, muhalefetin yaşlı bile olsa Erdoğan’ı 2028’de yenme ihtimali iyice azalacağı için o zaman Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali oldukça artacaktır.

Bu senaryoda iki dönem kuralını da muhalefet partilerinden biriyle, büyük ihtimalle DEM Parti’yle, girilecek pazarlıklarla aşabilir.

Ama eğer İstanbul ve Ankara, özellikle de İstanbul, CHP’de kalırsa, o zaman sanılanın aksine Erdoğan emeklilik konusunu ciddi ciddi düşünebilir. Çünkü artık karşısında genç, dinamik ve en önemlisi muhafazakar seçmenden oy alabilen bir İmamoğlu olacak. Bu durumda yaşlanmış Erdoğan’ın yenilgiyle hatırlanmak yerine kariyerini zirvede bırakma motivasyonu devreye girebilir.

Bunun için meşru gerekçe de hazır: “İki dönem kuralı bir daha aday olmama izin vermiyor”.

Tabii, olur da Erdoğan bir daha cumhurbaşkanı adayı olmazsa bu durum AKP’nin veya Cumhur İttifakı’nın ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor. Erdoğan bugünküne benzer bir rejimi yerine genç bir varis atayarak devam ettirmek isteyecektir. Bu noktada Selçuk Bayraktar’ın ismi önplana çıkabilir.

Aynı şekilde, böyle bir senaryoda Erdoğan tamamen siyasetten uzaklaşıp yazlığında hobileriyle de ilgilenmeyecektir. Arka planda belli ipleri tutmaya, siyasete yön vermeye devam edecektir. Sadece artık görünürdeki yüz olmayacak, bu sebeple olası bir yenilginin sorumluluğu ve başarısızlığı üzerine kalmayacaktır.

Bu konuda Erdoğan’ın kafasında net bir plan olduğunu düşünmüyorum. O da gidişata göre karar verecek. Ancak şu var ki, bir daha cumhurbaşkanı adayı olmama açıklaması sanıldığı kadar salt kandırmacaya dayalı yerel seçime dönük bir taktik hamle değildi. Erdoğan’ın kafasındaki olası senaryolardan birisine dair bir zemin yoklamasıydı.

QOSHE - Erdoğan’ın ‘Son dönem’ çıkışı - Emrah Gülsunar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erdoğan’ın ‘Son dönem’ çıkışı

6 0
12.03.2024

Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın bu dönemin kendisinin son cumhurbaşkanlığı dönemi olduğuna ve 2028’de aday olmayabileceğine dair açıklaması çok konuşuldu.

Sosyal medyada muhalif kamuoyu bu açıklamaları Erdoğan’ın yerel seçimde seçmenini “son kez” dedirtmeye yönelik bir duygusal şantaj olarak yorumladı. Ancak ben bu düşüncenin kesinliğinden o kadar emin değilim. Bu yazıda bunu iredelemek istiyorum.

Elbette muhalif kesimin Erdoğan’ın samimi olmadığına inanması için oldukça geçerli sebepler var.

Bir kere Erdoğan çok benzer açıklamaları partisinin üç dönem kuralı ile ilişkili olarak 2009 ve 2012’de de yapmıştı. Ancak sonra siyasete aynen devam etti.

Kendisinin nasıl iktidar odaklı, onun için her şey yapmaya hazır makyavelist bir siyasetçi olduğunu dikkate alırsak, bu açıklamayı da önümüzdeki yerel seçime dönük taktiksel amaçlarla söylemiş olabileceğini düşünmek o kadar yanlış bir akıl yürütme olmaz.

Ancak burada hesaba katılmayan bazı hususlar var.

Bunlardan en başta geleni Erdoğan’ın yaşlılığı.

Artık 70 yaşında olan Erdoğan’ın geçen yılki seçim sürecinde nasıl canlı yayın esnasında uyuduğunu ve bir programda aniden mide özsuyunun ağzına geldiğini hatırlayın. Kendisinin yürüyüşündeki ağırlaşma da artık oldukça göze çarpıyor.

2028 yılında 74 yaşında olacak olan Erdoğan’ın normal şartlarda ustası olduğu seçim kampanyalarının temposunu kaldırmakta artık zorlandığı belli oluyor.

Bu asla yabana atılabilecek bir durum........

© Elips Haber


Get it on Google Play