menu_open
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Astana'dan Akabe'ye; Suriye üzerindeki güç savaşı

51 1
16.12.2024

Esad rejimi iktidardayken Suriye'nin geleceğinin belirlenmesi için üç ülkenin oluşturduğu "Astana süreci" gündemdeydi; İran, Türkiye ve Rusya, düzenli aralıklarla ve her düzeyde biraraya gelip, iç savaş sonrasında Suriye'nin istikrarı ve meşru bir aktör olarak uluslararası sisteme geri dönüşü için "yol haritaları" çiziyorlardı.

Esad'ın düşmesi ile süreç değişti; Astana'nın yerini "Akabe süreci" aldı.
Sadece Akabe'deki toplantı masasına oturanlara bakınca bile değişimin ne kadar dramatik olduğunu görmek mümkün.

Astana sürecini yürüten ülkelerin hiçbir Arap değildi; Oysa Esad rejiminin düşmesinin ardından Akabe'de yapılan ilk uluslararası Suriye toplantısında Arap ülkelerinin kalabalıklığı dikkat çekici; Evsahibi Ürdün'ün yanısıra, Türkiye, ABD, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Mısır dışişleri bakanları ile AB ve BM temsilcileri mesaya oturdular.

Burada en çok dikkat çeken unsur, hem Astana, hem de Akabe masasında oturan tek ülkenin Türkiye olması. Bu da Türkiye'nin Suriye'nin geleceğinde en çok söz sahibi olabilecek ülke haline gelmesinin somut göstergesi. Ancak dikkatli yürütülmesi gereken bir süreç bu; Ankara'nın daha önce yaptığı hataları tekrarlamaması, yani sadece Sünni kesimin arkasında durup, Suriye'deki diğer dini ve etknik grupları dışlayan bir siyasi tuzağa düşmemesi gerekiyor.

Akabe masasında bölgesel Arap ülkelerinin yer alması ise, Suriye üzerinden Müslüman Kardeşler/İhvan hareketinin dirilmemesi açısından bir çeşit güvence gibi duruyor. Mısır'ın ya da Suudi Arabistan'ın oturduğu bir........

© Ekonomim


Get it on Google Play