Farklı enflasyon beklentileri ve para politikası
TCMB son PPK toplantısında beklentiler yönünde hareket etti ve politika faizini değiştirmedi. Başkan Karahan’ın son dönemdeki söylemleri de bu konuda bizlere ipucu vermişti. Faizlerin geldiği noktanın yeterli olduğu, bundan sonraki adımların daha ziyade makroihtiyati politikalar ile ince ayar amaçlı atılacağını söylemlerden anlamıştık.
Mevcut politika faizinin ve ek sıkılaştırıcı önlemlerin mevcut koşullarda yeterli olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki aylarda TCMB’yi destekleyici bir kısım gelişmeler yaşanacak. Seçim belirsizliklerinin bittiği, turizm sezonu ile döviz likiditesinin bollaştığı, sermaye akımlarının sınırlı da olsa arttığı, kredi notumuzun yükselmesini beklediğimiz bir döneme giriyoruz. Yılın ortasından itibaren enflasyonda baz etkisinin desteğini unutmamak gerekiyor. Makroekonomik ortamın görece iyileştiği bir dönemde TCMB’nin önünde önemli bir sorun duruyor. O da ekonomik birimlerin beklentilerinde gözlenen farklılaşma.
“Biz beklentilerdeki farklılaşmanın etkisini son olarak yerel seçimler öncesinde döviz piyasasında gördük”. Politika yapıcılar TL’de reel değerlenme olacağına dair iletişimi sürdürürken ve piyasa profesyonelleri seçim sonrasında kurlarda artış beklemezken hanehalkı aynı fikirde değildi. Bunun sonucu olarak artan döviz ve efektif talebi TCMB’nin yıl başında 140 milyar dolar olan döviz rezervlerinin Mart sonunda 123 milyar dolar seviyesine düşmesine neden........
© Dünya
visit website