menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tükenmişlik sendromu

33 0
02.06.2024

Kızılcık Şerbeti oyuncularından Müjde Uzman’ın tükenmişlik sendromuna yakalandığını açıklaması üzerine bu konu tekrar gündeme geldi. Birçoğumuz ‘tükenmişlik sendromu‘nu ilk kez, Avrupa Yakası’nda Engin Günaydın’ın canlandırdığı Burhan Altıntop karakterinin ‘burnout syndrome‘uma yakalandığını söylediği zaman duymuştuk. Altıntop ‘burnout syndrome‘u ‘tükenmişlik sendromunu‘ olarak değil de ‘Yandım, bittim hastalığı‘ diye Türkçeye çevirmişti.

Terimin gündemi meşgul etmesi ve birçoğumuzun zihninde yer etmesi, ‘Muhteşem Yüzyıl‘ dizisinin başrol oyuncularından Meryem Uzerli’nin ‘tükenmişlik sendromu’na yakalandığını öne sürerek diziden ayrılmasıyla olmuştu. Çünkü Uzerli’nin Türk yayın tarihinin kült dizilerinden biri sayılan ‘Muhteşem Yüzyıl‘dan ayrılması, kendisini Hürrem Sultan’la özdeşleştiren hayranlarını üzmüştü.

O dönem Uzerli’nin aniden diziden ayrılmasına sebep olan sendrom hakkında sıklıkla yazılıp konuşuldu. Hatta, o dönem ben de bu konu üzerine farklı mecralarda yazmıştım. Müjde Uzman’ın da kendisinin tükenmişlik sendromuna yakalandığını açıklaması üzerine, uzun süredir gündeme gelmeyen bu konu hakkında tekrar konuşulmaya başladı. Bu sebeple, ben de bu yazımda kısaca da olsa ‘tükenmişlik sendromu‘ndan bahsetmek istedim.

Ülkemizde -ne yazık ki- birçok insan iliklerine kadar tükenmiş olmasına rağmen fark etmeyip hayatına olduğu gibi devam ediyor. Birçok insanın tükenmişlik sendromuna yakalandığı halde bunu dile getirmemesinin ya da hayatını değiştirememesinin nedeni sadece farkındalık yetersizliği değil, böyle bir lüksünün bulunmaması.

Daha detaylı açıklamak gerekirse…

Bu ülkede yaşayıp da tükenmişlik sendromuna yakalanmamak -özellikle de son yıllarda- düşük bir olasılık. Bir insan tükenmişlik sendromuna yakalandığını fark ediyor, bunu dile getiriyor ve kendisini iyileştirmek için hayatını değiştirebiliyorsa bu insan maddi kaygılardan uzak, kariyer hedeflerini askıya almış ve sağlam bir sosyal desteğe sahiptir desek yanılmayız.

Şu an birçoğumuz alım gücünün dibe vurmasından dolayı barınma ve gıda ihtiyaçlarımızı bile tam anlamıyla karşılayamıyoruz. Kira ve gıda giderlerini karşılamak için bile soluksuz çalışmamız gerekiyor. Yanısıra eğitim masraflarının da astronomik rakamları görmesi, insanın kendi ülkesinde istediği gibi bir eğitim almasını zorlaştırdı. Örneğin, bugün lise giriş sınavı vardı ve ebeveynler çocukları için kaygılı; çünkü........

© Diken


Get it on Google Play