SABRIN DA BİR SINIRI VARDIR…
İnsan ilişkilerinin en hassas, en ince ayar noktalarından biri sabırdır. Sabır; insanın öfkesini dizginlemesi, kırılmalarını içine gömmesi, sözün en sertini bile yutması demektir. Sabırlı insanlar dışarıdan bakıldığında sakin, kırılmayan, yıkılmayan, kolay kolay tepki göstermeyen kişiler gibi görünürler. Bu yüzden çoğu zaman onların duyguları hafife alınır, dayanıklılıkları yanlış yorumlanır. Oysa hakiki sabır; bir duvar gibi sessiz durmak değil, kırılmamak için içine çektiğin fırtınaları Allah’ın rızası için sükûnetle göğüslemektir. Unutulmamalıdır ki en sağlam duvarın bile bir sınırı vardır; sabır dediğimiz şey de sınırsız bir kaynak değildir.
Sabırlı insanlar, kırılmamak için kırmamayı tercih edenlerdir. Onlar bilirler ki bir söz; kalbi parçalar, bir davranış; insanı yerle bir eder. Bu nedenle; susmayı seçer, görmezden gelir, sineye çeker, “Hayırlısı” der, “Boş ver” diye geçiştirirler. Çünkü kalp kırmanın vebalini bilir, gereksiz bir tartışmanın, onarılmaz bir kırgınlığa dönüşmesini istemezler. Fakat çoğu insan bu sessizliği yanlış yorumlar. Zannederler ki sabırlı insanın sınırı yoktur, ne yapılırsa yapılsın yine aynı merhametle karşılık verecektir. Oysa sabır; biriktikçe ağırlaşan, ağırlaştıkça insanda derin izler bırakan bir yüktür. Bu yükün sonu geldiğinde verilen tepki de hafif olmaz.
İşte tam da bu yüzden sabırlı insanların öfkesi, ani öfkeler gibi değildir. Sabırlı insanlar bağırıp çağırmaz, kırıp dökmez, ortalığı yıkmazlar. Fakat bir gün gelir ki sabır taşları çatlar, içlerine attıkları ne varsa bir hesap gibi ortaya çıkar. Sabırlarının tükendiği an, sadece bir ilişkiyi........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein