menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Işık ve Karanlık Arasında Kalan Ressam: Caravaggio

8 0
14.03.2024

Caravaggio ile tanışma hikayem Paris’te bir müzenin önünde upuzun bir kuyruk görmemle başlıyor. Müzenin Caravaggio’nun sınırlı sayıda tablosunu sergilemek adına yeni açıldığını kuyrukta bekleyenlerden duyuyorum.

Bologna Üniversitesi’nde sanat tarihi hocalığı yapan bir İtalyan beyefendiyle iki saate yakın konuştuktan sonra maalesef kuyruktan ayrılmak zorunda kalıyorum. Çünkü Caravaggio için dünyanın dört bir yanından gelen insanları, müze görevlileri sırayla içeri alıyorlar. Bu anlamlı tanışmadan yıllar sonra ilk defa kendisiyle Gündüz Vassaf’ın Ressamın İsyanı kitabıyla bir araya geliyoruz. Ancak daha hiçbir eserini yakından görebilmiş değilim.

Caravaggio’nun 105 adet tamamlanmış eseri bulunuyor. Çağdaşı hırslı ressam Rubens’in ise 1403. 38 yaşında hayatını kaybeden bir ressam için belki de 105 eseri normal bulabilirsiniz. Caravaggio’yu az sayıda ama öz açısından çok değerli birbirinden farklı 105 tablo yapmaya iten neydi? Bunu anlamak için ilk bulduğum uygun biletle elimde Gündüz Vassaf’ın kitabı Roma’ya uçuyorum.

Uçakta kitabı bitirmek üzereyken yazarın Caravaggio’nun ölümünü her geçen sayfada daha çok sorgulaması kafamı kurcalıyor. Onu capcanlı bir şekilde döneminin bu önemli şehrinde yaşarken zihnimde canlandırmak istiyorum. 21 yaşında mesleğinde en ileride olmak için taşındığı bu şehre doğru havada yol almaktayım.

Roma, Caravaggio’nun altın çağını yaşadığı şehir. Dönemin ünlü ressamları onun eserlerindeki inceliği ve detayları anlamak için durmadan atölyesine gelip çırağı Cecco’nun kapısını çalıyor. Cecco daha sonraları, Cecco del Caravaggio diye anılacak ve ustasından aldığı eğitimle onun tarzında tablolar resmedecek. Caravaggio’nun Tiber nehri kenarındaki anlamlı yürüyüşlerine, meydanlarda idam edilen insanları detaylıca izleyişine en yakından tanık olan insan kendisi.

İnsanların çektiği acılara karşı bir zaafı olduğunu düşünüyorum Caravaggio’nun. Peki bu onu kötü niyetli bir ressam mı yapıyor? Uçak piste tekerini dokundurduğunda Vassaf’ın büyük bir cesaretle ortaya attığı soru kafamda yankılanıyor: “Dante onu Cehennemi’ne koyar mıydı?”

Bu soruya inat Roma’da havalimanından çıkar çıkmaz San Luigi dei Francesi kilisesine doğru giden yolu adımlıyorum. Kilise bütün sakinliğiyle adeta beni ve benim gibi hafta içi öğlen ziyaretçilerini karşılıyor. Kilisenin ihtişamıyla o anda sarhoş olmuşken herkesin büyük bir huşuyla baktığı tabloya doğru yürüyorum. Yürürken yıllardır beklediğim kavuşmanın yaşanacağından bir yanım emin, diğer yanım ise hâlâ bunun nasıl olabildiğinin şüphesinde.

Derken büyüklüğü ve içine çeken kasvetinin bütün güzelliğiyle üç adet Caravaggio tablosu önümde beliriyor. Dante’nin cehennemine gelirsek, bu kadar özenle çizilmiş bir........

© Daktilo1984


Get it on Google Play