Bir anarşistin ardından
Tarihin sansürlediği “lanetlilerin” tarihçisi Elias Petropulos, antropolog unvanını sevmeyip kendisine “kent folkloristi” diyen bir ozan ve yazardı.
1992 yılında Paris’te Yüksel Arslan’ın yakın arkadaşı olarak tanıdığım Elias’a, 2003’te verdiği son soluğa kadar eşlik ettim. Öylesine severdik ki birbirimizi, ölümünden kısa süre önce yapımcı Maria Gentekou ile yönetmen Kalliopi Legaki’nin ona ilişkin “Bir Yeraltı Dünyası” belgeseline katkıda bulunmasını istediği tek Türk oldum. Belgesel 2005 yılında Selanik Film Festivali’nde birincilik ödülü alırken de oradaydım.
1928 Atina doğumlu Elias Petropulos’un Yunanistan’da mahkûm edilmesiyle sonuçlanan davalardan birinde, bilirkişi Prof. Savidis, onu: “Yunanistan’ın savaş sonrası yetiştirdiği en büyük sanat eleştirmeni” diye tanımlamıştı. Elias, yurdu Yunanistan’da Türkiye’yi seven ve Türkleri öven lanetli bir tanrıydı. Şiirleri ve yasaklı kültürde antropolojik kazıya benzeyen araştırma kitapları, Kazancakis’ten sonra en çok okunan yazardı. “Yunanistan’da Türk Kahvesi” adlı eseri, Türkçeye de çevrilmişti.
Elias, Yunanistan’daki Albaylar Cuntası’nı hep hapiste geçirdi. Demokrasi geri gelip damdan çıktığında tek bir düşüncesi vardı: Yurdunu bir daha dönmemek üzere terk. Ancak sözde demokrat iktidar bile kendisine pasaport vermiyordu. Oysa yeni içişleri bakanı,........
© Cumhuriyet
visit website