menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

1 Nisan şakasını beklerken

38 7
17.03.2024

Sevgili okurlarım, açıkça söylemem gereken bir durum var. Pek çoğumuz “Artık şu 1 Nisan gelse de akla kara ortaya çıksa” diye düşünüyoruz. Ve mart da bir türlü geçmiyor. Ben bu durumdan iyice sıkıldım. Hele de nasıl, hangi kurallara göre yapıldığı belirsiz seçim anketlerinden, televizyonlarda binlerce kez söylenmiş sözleri ilk kez söylüyormuş gibi heyecandan kıpkırmızı yüzleriyle anlatan yorumculardan, tuhaf seçim sloganlarından, mahallelerde sonuna kadar açılmış sözleri anlaşılmayan parti şarkılarından sıtkım sıyrıldı.

Neyse arada ülkemizde yaşayan baronların nasıl vatandaşlık aldıkları, karaparanın nasıl aklandığını anlatanlar var. Bir de İliç’teki maden felaketi ülkemizde binlerce maden ruhsatı verildiğini, bütün topraklarımızın tıraşlanacağını bize apaçık gösterdi. Ortalık ayağa kalkmalıydı ama muhalefetten bu konularda çıt yok. Ayrıca ortalık Allah’ın emanetçilerinden geçilmiyor; millet de bu emanetlerden bana da bir arsa, bir ev düşer diye dua ediyor.

Daraldınız değil mi? Öyleyse ben de hepimizin ortak tek noktası aşk hakkında yazmaya karar verdim. Ayrıca hani “Dünyada aşk hakkında söylenecek yeni bir söz yoktur” deniyor ya, işte bendeniz bunu çürütmek için bugünkü muhteşem yazımı kaleme alıyorum. Aşk tanımları başkalarından, benimki en sonda.

Başlayalım bakalım. Bir can dostum, fevkalade ilginç düşünceler üretmekle nam salmıştır, adını vermiyorum, şımarır, şöyle diyor: “Aşk, tenyadan sonra gelen cümle canlılara verilen bir cezadır.”........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play