Erken seçim mi dediniz?
Geçen hafta yazdığım makaleye karşılık, e-posta’ma gelen yorumlar arasından biri oldukça dikkat çekiciydi. ?
“Sn. Bedri Baykam, sürekli okurunuzum. Küçük bir sorum var. Neden siz dahil Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının hemen hepsi sürekli 4 yıl sonrasını işaret ediyor? Halk olarak düşüncemizi belli ettik, bu seçim belediye seçimlerinin ötesinde iktidar için bir referandum anlamındaydı ve çok şükür kaybetti. Şimdi Cumhuriyetten, demokrasiden, laiklikten yana olan tüm kişi ve kuruluşların erken seçim çağrısında bulunması gerekmez mi? Hadi Özgür Özel’in yaklaşımını siyasi bir strateji olarak algılayalım ve iktidar kısa bir dönem sonra ülkeyi daha da yönetemez hale geldiğinde, erken seçimi gündeme getireceğini düşünelim. Ama siz yazar ve aydınların bu konuda öncü olmanız gerekmiyor mu? 4 yıl daha bu düzene mahkûm olmamız güzel mi olacak sizce? En azından erken seçim konusundaki yorum içeren yazılarınızı dört gözle bekliyoruz.”
Elbette okurlarımdan her birinin yorumu benim için önemlidir. Ama adının bende mahfuz olduğu bu değerli okurumun mektubu, beni son dönem yaşadığımız her şey üzerine düşünmeye teşvik etti.
Öncelikle kendisinin tespiti çok doğru. Gerçekten de gerek sol yazarlar gerek siyasiler arasında erken seçim, halen öne çıkarılmış bir düşünce değil. Halbuki 31 Mart seçimleri üzerinden henüz 2-3 hafta geçmesine karşın, solun belki 1989’dan beri elde ettiği en büyük başarıyı yaşama geçiren bu büyük gün, yeterince geleceğe yönelik somut plan tetikleyemedi. Bu veri üzerinden hareket edersek 22 yıldır AKP iktidarından son derece bunalmış ve neredeyse hayata küsmüş sol kitleler, normalde böyle bir ortamda medya ve parlamento üzerinden Türkiye’de kamuoyunu erken seçime teşvik edecek şekilde bir politika güdebilirlerdi. Ancak 31 Mart’tan sonra böyle bir siyasi strateji yaşanmadı; zaten pek gündeme gelemedi.
Bunun sebeplerinin ne olabileceği üzerine biraz düşünelim.........
© Cumhuriyet
visit website