Tapınağa kurulan perde
Köydeyiz. Bir ‘hanımağa’ -TV programı Güldür Güldür’deki bir karakterden ilhamla, adı “Burcu Ağa” olsun- silahlı adamlarıyla bölgeye kan kusturuyor. Uyuşturucu, arazi talanı, cinayet, ne derseniz var. Biraz Lilith, biraz kandırılan Havva anamız, biraz onu kandıran yılan; dinsiz imansız, tam bir şeytan!
Bir başka karakter, köyün imamı; eskiden uyuşturucu kullanan şiddet dolu bir serseriyken hidayete ermiş bir adam. Şimdi her fırsatta -camide, köy kahvesinde, yolda...- insanlara camiye gitmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu, namazı ihmal etmemelerini söylüyor.
Bir de, Burcu Ağa’nın çiftliklerine göz koyup borç tuzağına düşürdüğü, ibadeti aksatıyor olsalar da inançlarına sürekli vurgu yapılan küçük bir aile var. Olaylar gelişiyor, sonunda köyün imamı ve ailenin erkeklerinden biri, imamın silahlarını kuşanıp şeytani Burcu Ağa’nın karşısına çıkıyorlar. Şeytanın hilelerine karşı yüce Allah’ın inayetiyle...
Böyle bir filmle karşılaşsanız, hiç inandırıcı olmayan hikâyesi bir yana, bunun ‘dinci’ bir propaganda filmi olduğunu söylersiniz. Camiden uzak duran insanların başına korkunç şeylerin geldiği, imamı dinleyip camiyi ve ibadeti ihmal etmeyen insanların temiz ve güzelce yaşadığı, olay dizisindeki toplumsal ilişkilerin görünmezleştirilip inanmak-inanmamak ikilemine indirgendiği böyle bir anlatı, ‘dinsel’ değil, ‘dinci’ bir anlatıdır.
İsteyen böyle bir film de yapabilir tabii, onun da bir izleyici kitlesi var. Ama ortaya çıkan şey, sanatsal ve estetik ölçütlerle tartışılacak bir yapıt........
© Birgün
visit website