menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Şimdi’ ve ‘burada’: Düşman kardeşler

27 1
02.12.2024

Bura (burası), hep üç boyut üzerinden tanımlanır. Ama aslında daima dört boyutludur. Dördüncü boyut (zaman) olmadığında ilk üç boyut (yükseklik-genişlik-derinlik) burayı tanımlamaya yetmez.

İster yaşadığımız evden, ister yaşadığımız ülkeden söz edelim, neredeyse sonsuz sayıda bura vardır. 1990 yılındaki Taksim Meydanı ile 2010 yılındaki Taksim Meydanı aynı yer değildir. Şu anda bulunduğunuz noktayı tanımlarken bile ‘şimdi’ (buradayım), ‘dün’ (buradaydım) tanımlarını yapmanız gerekir.

“Bir keresinde arkadaşlarla yine Gezi Parkı’na gitmiştik. Sene 2013, aylardan Haziran.” Bu tümcede Gezi Parkı adı sadece bir kere geçiyor, önemini ancak zaman boyutuyla vurgulayabiliyoruz (bir keresinde / sene 1997 / Haziran ayı). Hatta ‘yine’yi de ekliyoruz ki, dinleyici ‘önceki’ ve ‘sonraki’ gidişler olduğunu da anlasın. Asla “Gezi Parkı’na gitmiştik.”le yetinemezsiniz. Dinleyiciniz sorar: Ne zaman?

***

Robert Zemeckis’in yeni filmi Here/Burada, bu basit gerçeği anımsatıyor. Amerikan Bağımsızlık Savaşı’ndan kısa süre sonra yapılmış bir evde yaşayan insanları izleyerek Amerikan tarihine bakıyoruz.

Büyükçe bir evin geniş salonu. Kameranın konduğu köşeden salonun neredeyse tamamını görebiliyoruz. Artı, pencereden karşıdaki bina, evin önündeki yoldan geçen araçlar, o günün hava durumu da görünüyor. Film boyunca kameranın yer ve çekim açısı değişmiyor.

Filmin adı seyirciyi tek bir mekâna, tek bir uzamsal boyuta yönlendiriyor: Burası. Zemeckis “Ben size buranın (Amerika Birleşik Devletleri’nin) öyküsünü anlatıyorum.” demeye........

© Birgün


Get it on Google Play